Bir çalışma ortamında bulunmanın ilk koşulu “önce iş güvenliği” ise; tüm dinlerin ve özellikle de son din İslam’ın daire çizgisinin

Türkçeyi iyi yazmak için kullanılan Arap harfleri yerine Latin esasından alınan, kendi kültürel birikim ve değerlerimize göre uyarlanan harfler, Türk

Önceki yazılarımdan “Kuş Dili” başlığı altındaki satırlarda pek çok insanda olmayan ancak o yüzyıl veya o zaman diliminde müstesna bir

Sömürgecilerin gizli ve açık emellerine kendi milli kuralları ile manevi değerleri çerçevesinde set çekmeyi başaran Yirminci yüzyılın dâhilerinden eşsiz insan,

Batı Anadolu Bölgesi’nin devletleşen beldesi, milli mücadele ateşinin yakıldığı kanok, çok eski yerleşim birimlerinden biri olduğu bilinen ve eski sancak

Şark kültüründe ve de özellik ile güzellikle Türk Kültüründe devlet “baba”dır. Türklerin tarih sahnesine çıktığı andan günümüze değin değişik sürümlerle

Millet olma şerefine kavuşan toplumların tarihlerinde sonsuza dek unutamayacakları saatler, günler, haftalar, aylar, hatta yıllar vardır. Ağustos ayı da bunlardan

Dünya çapında “Harp ve Sulh = Voyna i Mir” ile “Anna Karerina” şaheserleriyle tanınan en büyük bir Rus yazarı ve

Tarih öncesi çağlarda ilk insanlar, “Güneş”i her şeyin aslı-esası olan bir varlık olarak düşünmüş ve ona “AĞ” demişler (ağ adını

Nevşehir ilimize bağlı şirin mi şirin bir ilçemiz olan Hacıbektaş; oldukça köklü, zengin bir tarihi ve kültürel mirasa sahiptir. Nevşehir’e

Anne-babaya karşı alçak gönüllü olmak, yaşamda oldukları sürece gücümüzün yettiği ve zamanımızın müsait olduğu oranda onların iş ve işlemlerinde yardımcı

“Yetişme ve muvaffak (başarı) olma yolunun genç yolcusu! Bil ki tuttuğun yolda birçok tehlikeli geçitlerin ve yol kesen düşmanların vardır.

“Yetişme ve muvaffak (başarı) olma yolunun genç yolcusu! Bil ki tuttuğun yolda birçok tehlikeli geçitlerin ve yol kesen düşmanların vardır.

“Yetişme ve muvaffak (başarı) olma yolunun genç yolcusu! Bil ki tuttuğun yolda birçok tehlikeli geçitlerin ve yol kesen düşmanların vardır.

Fatih Sultan Mehmet Han’ın üç oğlundan biri olarak 1447 yılında dünyaya gelen Bayazıt (Bayezid) II; kendisinden daha yeterli ve de

Her toplumda bireysel anlamda barbarlık sayılacak davranışları sergileyen kişilere rastlamak mümkündür. Ancak köklü bir geçmişe ve evrensel bir medeniyete sahip

Erenler ile erişenler, veliler ile evliyalar, beyler ile sultanlar şehri Yeşil Bursa’mızda gönlü çok zengin ama ekonomik yönden fakir, her

Neyi, nerede, ne zaman, nasıl, kiminle yapması gerektiğini kestiremeyen ve kanallarını farklı ve de kasıtlı yayın yapan alıcılara ayarlayan toplumların

Karlı dağların arkasında, İran ile Azerbaycan ve Ermenistan’la sınırdaş, bana göre şirin mi şirin pasajlarıyla ünlü serhat şehri, turizm ile

Toplumları yoktan var eden, varlığını sonsuza dek devam ettirme çaba ve gayreti aşılayan, toplumsal yaşamın çekilir durumda bulunmasını sağlayan bazı

Her bireyde az çok bir güzellik duygusu yani sanatkârane bir taraf, bir sanat ilgisi olmakla birlikte, bir derece ve içerikçe

On sekiz yaşında iken padişah oyduğundan dolayı “Genç” lakabıyla anılan II. Osman yalnız dört yıl saltanat sürebilmişti. Başarılı geçen Lehistan

Türk kültür geleneğimizde “Baba”, devlettir; devleti idare eden handır, hakandır, kağandır, yabgudur, sultandır, padişahtır, reis-i cumhurdur, cumhurbaşkanıdır, başbakandır, bakandır ve

Demokrasi, temel ilkelerinin başında özgürlük ve eşitlik ilkeleri gelen ve halkın kendi kendisini yönetmesi anlamını ifade eden yönetim biçimidir. Bu