Bir piyango bileti, bir yapay zekâ önerisi ve 150 bin dolarlık sürpriz… Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan bir haber, teknolojiyle kaderin kesiştiği noktayı yeniden tartışmaya açtı. ABD’de yaşayan Edwards isimli bir vatandaş, 8 Eylül’deki Virginia Piyango çekilişi öncesinde ChatGPT’ye basit bir soru yöneltti: “Bana piyango için sayı önerir misin?” Ve olan oldu: Edwards, aldığı sayılarla tam 150 bin dolarlık büyük ikramiyeyi kazandı. Bu olay, sadece “bir insan yapay zekâ sayesinde zengin oldu” başlığıyla değerlendirilemeyecek kadar derin bir tartışma alanı açıyor.
Şans mı, Zekâ mı?
Piyango dediğimiz şey, tamamen rastlantıların oyunudur. Matematiksel olarak hiçbir formül, sonucu kesin olarak öngöremez. Fakat Edwards’ın yaşadığı bu olay, bizlere başka bir gerçeği gösteriyor: İnsanlar, umutlarını artık teknolojiye de bağlamaya başladı. Eskiden kahve falına, yıldız haritalarına danışılırdı. Şimdi ise yapay zekâya… Bu açıdan bakıldığında, yapay zekâ modern çağın “falcı masası” hâline mi geliyor?
İnsan Psikolojisinin Yansıması
Edwards’ın yaptığı şey, aslında pek çoğumuzun içindeki “bir ihtimal” duygusunu temsil ediyor. Çaresiz anlarda veya hayatımızı değiştirecek fırsatları kovalarken, elimizdeki en küçük imkânı bile değerlendirmek isteriz. Burada yapay zekânın rolü, sadece güven duyulan bir “aracı” olmak. Kazanan kişi, belki de aynı sayıları kendi aklına gelse göz ardı edecekti. Ama ChatGPT’den duyunca bir otorite etkisi oluştu. Bu da bize, insanın teknoloji karşısında nasıl kolayca ikna olduğunu gösteriyor.
Yapay Zeka ve Etik Tartışmalar
Bir piyango kazancı kulağa masum gelebilir. Ancak daha büyük ölçekte düşündüğümüzde şunu sormamız gerekiyor: Eğer insanlar, yatırım kararlarından siyasi tercihlere kadar her alanda yapay zekânın önerilerine başvurursa, bu bizi nasıl bir topluma dönüştürür? Bir noktada, kendi özgür irademizi teknolojiye devretmeye başlıyor muyuz? Edwards’ın piyango örneği belki küçük çaplı bir eğlenceydi ama bu eğilimin büyük sonuçlar doğurabileceğini göz ardı edemeyiz.







YORUMLAR