Kış kapıya dayandığında yalnızca soğuk gelmez; beraberinde yorgunluk, halsizlik, kırgınlık ve çoğu zaman “bir fincan sıcak bir şey” arayışı da gelir. İşte tam da bu noktada kış çayı, yalnızca bir bitki karışımı olmanın çok ötesinde bir anlam taşır. Çünkü bazen bedenin değil, ruhun ısınmaya ihtiyacı vardır.
Kış çayını düşünün… İçinde ıhlamur, adaçayı, zencefil, tarçın, kuşburnu, karanfil… Her biri farklı bir karakter, farklı bir şifa. Bir araya geldiklerinde ise adeta kışın soğuk nefesine karşı kurulmuş küçük bir direniş cephesi.
Ihlamur, telaşlı günlerin üzerine çöken o yumuşak battaniyedir; nefesi açar, zihni sakinleştirir.
Zencefil, soğuğa karşı inadına direnç gösteren güçlü bir dosttur.
Kuşburnu, C vitaminiyle bağışıklığa ‘yanındayım’ der.
Tarçın, kokusuyla bile insanın içini ısıtır; şeker dengesini korur, zihne enerji verir.
Adaçayı, boğazı yatıştıran bir anne dokunuşu gibidir.
Belki de bu yüzden kış çayı sadece şifa değil, bir tür ritüeldir. O ilk yudumda boğazınızdan aşağı süzülen sıcaklık, dışarıdaki soğuğa kafa tutan bir cesarettir aslında.
Son yıllarda şehir yaşamı giderek hızlanıyor; insanlar daha çok yoruluyor, daha çabuk hasta oluyor. Kış hastalıkları artık sadece virüslerden ibaret değil; stres, kaygı, tükenmişlik… Tüm bunlar bağışıklığı en az bir soğuk hava kadar kırabiliyor. İşte kış çayı burada devreye giriyor: Hem bedeni hem de zihni toparlayan küçük bir mola.
Bir fincan kış çayının bu kadar sevilesi olmasının bir sebebi daha var:
Ev hissi.
Kokusu mutfaktan salona yayıldığında, insan kendini daha güvende hissetmeye başlıyor. Dışarıda ne olursa olsun, bir yudum sıcaklıkla dünya biraz daha dayanılır hale geliyor. İnsanın köklerine, çocukluğuna, soba başında ılık içecek içtiği günlere götüren bir hafıza yolculuğu gibi…
Belki de kış çayının en büyük faydası, bizi kendimize geri döndürmesidir.
Bağışıklığı güçlendiren vitaminler ve antioksidanlar kadar, o fincandan yükselen umut da şifa verir.
Şöyle düşünün müdürüm…
Hayatın karmaşası içinde hepimiz yoruluyoruz, hastalanıyoruz, eksiliyoruz.
Ama bir fincan kış çayı, “Biraz yavaşla, nefes al, toparlan” diyor.
Belki de asıl iyileştiren budur.
Kış uzun olsa da, iyi demlenmiş bir çayın yanında o kadar da üşütmez insanı.







YORUMLAR