Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Gökhan Yılmaz

Kızıl Kartalın Gölgesinde: Gökyüzünün Sessiz Muhafızı

Doğaya gözlerimizi çevirdiğimizde, kimi zaman ihtişam, kimi zaman sessizlik ve vakur bir yalnızlık görürüz. Kızıl kartal da bu hisleri taşıyan bir canlıdır; o, sadece bir kuş türü değil, aynı zamanda gökyüzüne yazılmış bir şiir gibidir.

Anadolu coğrafyasının yüksek kayalıklarında ya da geniş orman örtüsünün üzerinde daireler çizen bir kızıl kartal gördüğünüzde, zaman sanki yavaşlar. Genellikle tek başına süzülür, kanatlarını neredeyse hiç çırpmadan, sadece hava akımlarını kullanarak süzülen bir gölgedir o. Bu gölge kimi zaman bir avın son anıdır, kimi zaman ise doğanın dengesinin korunduğu bir işarettir.

Kızıl kartallar genellikle ılıman bölgelerde yaşar. Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’nın bazı kesimlerinde sıkça görülen bu yırtıcı kuş, ismini sırt kısmındaki karakteristik kızıl-kahverengi tüylerinden alır. Süzülerek yaptığı av uçuşları, neredeyse bir dansı andırır. Gözleri öylesine keskindir ki kilometrelerce öteden küçük bir hareketi algılayabilir. Avlarını genellikle küçük kemirgenler, yılanlar ya da kuşlar oluşturur. Ancak kızıl kartalların doğada “temizlikçi” görevi de vardır; leşle beslenerek doğal döngüyü desteklerler.

Kültürel anlamda kartallar, tarih boyunca güç, özgürlük ve bilgelik simgeleri olmuşlardır. Kızıl kartal da bu anlam dünyasının güçlü temsilcilerinden biridir. Batı mitolojisinde tanrıların kuşu olarak anılırken, Anadolu’da ise kartal figürü gücün ve egemenliğin simgesidir. Gökyüzüne hükmeden bu kuşun duruşu, asla aceleci değildir. O her zaman doğru anı bekler ve harekete geçerken hiçbir tereddüt göstermez.

Kızıl kartal, yalnızlığıyla barışıktır. Kalabalık sürüler yerine yalnızlığı tercih eder. Sanki bizlere sessizliğin de bir seçim, gücün ise gösteriş değil, doğallıkla gelen bir duruş olduğunu anlatır.

Doğal yaşam alanları daraldıkça, kızıl kartallar da tıpkı pek çok yırtıcı tür gibi tehdit altındadır. Özellikle tarım ilaçları, yoğun orman tahribatı ve rüzgar türbinlerinin kontrolsüz yerleşimi gibi nedenler onların yaşam alanlarını tehdit ediyor. Halbuki bir kızıl kartalın yaşaması, o bölgedeki doğa dengesinin sağlıklı olduğunun en net göstergelerinden biridir.

Kızıl kartalın gökyüzündeki süzülüşünü izlemek, sadece bir doğa gözlemi değil; aynı zamanda bir farkındalık yolculuğudur. Belki de biz insanların unuttuğu bir şeyi, sabrı, sezgiyi ve sessizliğin dilini yeniden hatırlamamız içindir onun varlığı…

Eğer bir gün yüksek bir tepeye çıkarsanız ve başınızın üzerinde kıvrıla kıvrıla süzülen bir kızıl kartal görürseniz, sadece bir kuşa bakmadığınızı bilin. Gökyüzünün sessiz muhafızına selam verin. Çünkü o hâlâ burada… Göğün en yüksek katında, en yalın haliyle özgürlüğü temsil etmeye devam ediyor.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER