Gecenin ilerleyen saatlerinde, vücudumuz dinlenmeye geçer ve bazı hormonlar devreye girer. Özellikle stres hormonu kortizolun seviyeleri sabah saatlerine doğru yükselir. Bu hormonun artışı, kan basıncını ve kalp atış hızını artırarak kalp üzerindeki yükü yükseltir. Ayrıca, gece boyunca kan pıhtılaşma eğilimi artar; bu da damarlarda tıkanma riskini yükselten önemli bir faktördür.
Uyku esnasında solunum problemleri, özellikle uyku apnesi olanlarda, kalp krizini tetikleyebilir. Gece boyunca oksijen seviyesinin düşmesi, kalbin daha fazla zorlanmasına ve damarlarda hasar oluşmasına neden olabilir.
Bunun yanı sıra, gece istirahat halindeyken fark edilmeyen göğüs ağrıları veya kalp rahatsızlıkları, acil müdahale şansını azaltabilir. Bu yüzden gece yaşanan kalp krizleri, gündüzdekilere göre daha ölümcül sonuçlar doğurabilir.
Gece kalp krizlerini önlemek için düzenli sağlık kontrolleri, sağlıklı yaşam tarzı ve özellikle uyku kalitesine dikkat etmek çok önemlidir. Stresi azaltmak, sigara ve aşırı alkolden kaçınmak, dengeli beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak kalp sağlığını korumaya yardımcı olur.
Unutulmamalıdır ki, kalp krizinin belirtilerini bilmek hayat kurtarır. Göğüste baskı, nefes darlığı, terleme, mide bulantısı gibi şikayetlerde hiç vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır.
Gece kalp krizine karşı farkındalık artırıldıkça, bu sessiz tehlikenin etkilerini azaltmak mümkün olacak. Sağlıklı kalmak, her anımıza değer katmak demektir.
HABER MERKEZİ
YORUMLAR