Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Melih Kadir Efe
Melih Kadir Efe

Korkusuzluk Dersi: Bal Porsuklarından Öğrenecek Çok Şeyimiz Var

Dünyanın en korkusuz canlısı olarak tanımlanan bal porsuğu
İngilizce adıyla honey badger, ismiyle mütevazı, doğadaki tavrıyla efsanevi bir yaratık.
Küçük ama azimli, yalnız ama güçlü. Ve belki de en önemlisi — korkusuz.

Bundan birkaç yıl önce internette viral olan bir video hatırlıyorum: Bir bal porsuğu, yılanın dişine, aslanın pençesine, hatta arı kovanına aldırmadan saldırıyor. Zehirleniyor, bayılıyor, sonra kalkıp savaşa kaldığı yerden devam ediyor. O görüntüleri izlerken insanın içinden tek bir şey geçiyor:

“Keşke biz de biraz bal porsuğu kadar cesur olabilsek.”

Küçük Bir Bedende Büyük Bir Ruh

Bal porsuğunun boyu bir metreyi geçmez, kilosu on kiloyu bile bulmaz.
Ama bir sırtlan sürüsüne kafa tutar, bir leoparın yemeğini elinden alır.
İşte bu yüzden ona “doğanın savaşçısı” denir.

Korkusuzluğu delilikle karıştıranlar çoktur ama bal porsuğunun delilikle işi yok.
O, korkunun varlığını reddetmiyor, sadece onun tarafından yönetilmeyi reddediyor.
İnsan olarak da belki en çok bunu unuttuk. Korkularımızla yüzleşmek yerine onları saklıyoruz, büyütüyoruz, bahanelerle besliyoruz.

Korkusuzluk Değil, Kararlılık

Bal porsuğunun hikâyesi aslında “korkusuzluk”tan çok kararlılığın hikâyesi.
O, ne kadar tehlikeli olursa olsun, başladığı işi bitiriyor.
Bir arı kovanını gördüğünde biliyor ki, orada yüzlerce iğne onu bekliyor.
Ama balı alana kadar vazgeçmiyor.

Belki de o yüzden adı “bal porsuğu.”
Tatlıya ulaşmak için acıya katlanmayı göze alıyor.
Hayatta da böyle değil mi?
Hiçbir tatlı son kolay gelmiyor; her başarı, biraz acı, biraz sabır, biraz da ısrar istiyor.

Doğadan Gelen Bir Ders

Bal porsuğu bize şunu öğretiyor:

“Cesaret, korkusuz olmak değil; korkunun karşısında yürümeye devam etmektir.”

Bugün yaşadığımız dünyada korkular her yerde:
İşini kaybetme korkusu, sevilmeme korkusu, başarısız olma korkusu…
Ama bu korkularla baş etmenin yolu, bal porsuğu gibi kararlı olmaktan geçiyor.
Çünkü en vahşi ormanda bile geri adım atmayan bir canlı varsa, biz insanlar neden kendi şehir ormanlarımızda pes edelim?

Bal porsuğu belki küçük bir hayvan, ama büyük bir öğretmen.
Bize “sınır” kavramının çoğu zaman kafamızda olduğunu hatırlatıyor.
O yüzden bazen bir karar verirken, bir hayalin peşinden koşarken, iç sesini dinlemekten korkma.
Bir adım at, gerekirse düş, ama kalk ve devam et.

Tıpkı bal porsuğu gibi…
Küçük görün, ama dünyayı sarsacak kadar cesur olun.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER