Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nail Tikit

Atatürk’ü Anlamak, Sadece Hatırlamak Değildir

Bir milletin kaderini değiştiren isimler vardır. Onlar, zamanın ötesine geçer; sadece yaşadıkları dönemin değil, gelecek kuşakların da yolunu aydınlatırlar. Mustafa Kemal Atatürk, işte o isimlerden biridir. O’nu sadece bir komutan ya da devlet adamı olarak görmek, O’nun mirasını eksik okumak olur. Atatürk, düşüncenin, aklın ve bilimin rehberliğinde yeniden doğan bir milletin sembolüdür.

Bugün O’nu anarken, asıl yapmamız gereken şey, Atatürk’ü anlamak ve O’nun düşünce mirasını yaşatmak olmalıdır. Çünkü Atatürk’ü anlamak; bir fotoğrafın karşısında saygı duruşunda bulunmaktan ibaret değildir. O’nun “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” gençlik idealini, çağın gerekleriyle harmanlayarak yaşatmaktır.

Bir Milletin Yeniden Doğuşu

Kurtuluş Savaşı yalnızca bir askeri mücadele değildi; aynı zamanda bir inanç, bir akıl ve bir diriliş hikayesiydi. Atatürk, bu mücadelenin lideri olarak, milletin umudunu yeniden diriltti. Anadolu’nun yorgun ve yoksul topraklarından bir ulus inşa etti. Bunu yaparken elinde ne büyük ordular, ne de zengin kaynaklar vardı; ama en güçlü silahı vardı: İnanç ve kararlılık.

Bugün hâlâ O’nun “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözü dünya barışının özeti gibidir. Bir asır önce söylenen bu cümle, hâlâ insanlığın ulaşmak istediği bir idealdir.

Modern Türkiye’nin Temelleri

Atatürk’ün en büyük devrimi, sadece savaş kazanmak değil, zihinleri özgürleştirmekti. Kadınların seçme ve seçilme hakkı, eğitimin laikleşmesi, bilimin rehber alınması… Bunların hepsi bir milletin geleceğe güvenle yürümesi için atılmış dev adımlardı.

Bugün sokakta özgürce konuşabiliyorsak, okullarda bilimden söz edebiliyorsak, bu, Atatürk’ün çizdiği yolun eseridir. O’nun kurduğu Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil; aynı zamanda bir medeniyet projesidir.

Atatürk’ü Yaşatmak

Atatürk’ü yaşatmak, her yıl 10 Kasım’da birkaç dakikalık saygı duruşuyla sınırlı kalmamalı. O’nun gösterdiği çağdaşlaşma hedefini, günlük yaşamımıza, düşünme biçimimize ve toplumsal davranışımıza yansıtmalıyız.

Atatürk’ün “Benim manevi mirasım ilim ve akıldır” sözünü hatırlamak, bugün her zamankinden daha değerlidir. Çünkü O’nun asıl mirası, bir ideolojiden değil, aklın ışığından doğar.

Son Söz

Atatürk, bir dönemin kahramanı olmanın ötesinde, bir milletin sonsuz rehberidir. O’nun gösterdiği yolda yürümek, sadece bir vefa borcu değil; aynı zamanda geleceğe duyulan inancın ifadesidir.

Zaman geçer, nesiller değişir… Ama Atatürk’ün izinde yürüyen bir millet, asla yolunu kaybetmez.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER