Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nail Tikit

Şiirleri Şiir Yapan Gizli Hikâyeler

Edebiyat tarihine baktığımızda, sadece dizelerin güzelliği değil, o dizelerin ardında saklı duran hayat hikâyeleri de bizi büyüler. Büyük şairlerin yazdığı eserlerin çoğu, yaşadıkları aşkların, acıların ve hayal kırıklıklarının izlerini taşır. Bugün hâlâ dillerden düşmeyen pek çok şiir, aslında şairin kalbinden kopan bir sır, gizlice yazılmış bir mektup gibidir.

Aşk ve Ayrılığın Sessiz Gemisi – Yahya Kemal

Yahya Kemal’in “Sessiz Gemi”si, Türk edebiyatının en hüzünlü şiirlerinden biridir. Ancak bu şiirin ardında, şairin öğrencisi Nazım Hikmet’in annesiyle yaşadığı bir aşk vardır. Yahya Kemal, ders vermek için gittiği evde Nazım’ın annesi Celile Hanım’a gönlünü kaptırır. Fakat bu ilişki, Nazım Hikmet’in tepkisine yol açar. Bir gün Yahya Kemal’e, “Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremeyeceksiniz” notunu bırakır. Böylece şiir, şairin umutsuzluğunu ve çaresizliğini sembolize eder.

Hapiste Yazılan Umut – Sabahattin Ali

Sabahattin Ali’nin dillere pelesenk olmuş “Aldırma Gönül” şiiri, aslında Sinop Cezaevi’nin soğuk duvarları arasında doğmuştur. Deniz kokusunu ve gökyüzünü göremeden geçen günlerde, şair bu dizeleri yazmış; hem kendini hem de okuyucusunu teselli etmeye çalışmıştır. Bir yandan karanlık hücrelere sıkışmış ruhu, diğer yandan özgürlük özlemi bu şiire can vermiştir.

Karşılıksız Bir Sevda – Ahmed Arif

Ahmed Arif’in “Ay Karanlık” şiiri, en büyük aşkı Leyla Erbil için kaleme alınmıştır. Defalarca mektuplar yazmış, satırlara kalbini dökmüştür. Fakat Leyla Erbil, şairin sevgisine karşılık vermez. Ahmed Arif’in dizelerinde yoğun bir hüzün, kırık bir kalbin isyanı vardır. Bu şiir, edebiyatımızda karşılıksız aşkın en derin sembollerinden biri olmuştur.

Bir Ceviz Ağacının Gölgesinde – Nazım Hikmet

Nazım Hikmet’in “Ceviz Ağacı” şiiri, Gülhane Parkı’nda yaşanan bir olayın izlerini taşır. Sevgilisiyle buluşmak için parka giden şair, polislerin kendisini aradığını fark edince bir ağaca çıkar. Sevgilisi gelmesine rağmen, Nazım sesini çıkaramaz. Ne sevgilisi ne de polis, ceviz ağacının dalları arasındaki şairi göremez. O gün yaşanan bu gizli anı, edebiyatımıza unutulmaz bir şiir olarak kazınır.

Kara Sevdanın İtirafı – Cahit Sıtkı Tarancı

Cahit Sıtkı’nın “Kara Sevda”sı, şairin yakın arkadaşı Vedat Günyol’un kardeşi Mihrimah Hanım’a duyduğu gizli aşktan doğar. Ancak Cahit Sıtkı bu duygusunu yıllarca içine gömer. Yıllar sonra gerçeği öğrenen Vedat Günyol, “Keşke zamanında söyleseydin, evlenmenizi çok isterdim” der. Ama iş işten geçmiştir; Mihrimah Hanım başka biriyle evlenmiştir. Şiir, pişmanlığın ve geç kalmış aşkların hüzünlü yankısıdır.

Şiirleri Şiir Yapan Sır

Bugün bu şiirleri okurken yalnızca kelimelere değil, o kelimelerin ardında yatan hayatlara da dokunuyoruz. Belki de onları bu kadar ölümsüz kılan, aşkın, hüznün, özlemin ve cesaretin bir arada yoğrulmuş olmasıdır. Yahya Kemal’in kalbindeki imkânsızlık, Sabahattin Ali’nin parmaklıklar ardındaki özlemi, Ahmed Arif’in karşılıksız aşkı, Nazım’ın özgürlük için suskunluğu ve Cahit Sıtkı’nın geç kalmış itirafı…

Edebiyatın büyüsü tam da burada saklıdır: Şairler yaşar, yanar, sever, kaybeder ve sonunda kalemini bir ayna gibi kullanarak ruhunu bize açar. Biz de her dizeyi okurken onların kaderine ortak oluruz.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER