Bazı sesler vardır, bir kere duyduğunuzda artık sizi sizden alır. Hafızanızda yer eder, ezgileri yürekten çıkmaz. Belkıs Akkale işte tam da böyle bir sestir. O, yalnızca bir sanatçı değil; Anadolu’nun yüreğini, acısını, sevincini, toprağını ve gökyüzünü taşıyan bir türkü neferidir. Bugün 71 yaşına giren Akkale’nin hayatı, sadece şarkılarla değil; bir halkın kültürüne, hafızasına ve ortak sesine dönüşen uzun bir yolculuğun hikâyesidir.

İstanbul’da Başlayan, Anadolu’da Yankılanan Bir Hayat

1954 yılında İstanbul’un Edirnekapı semtinde doğdu Belkıs Akkale. Ancak kökleri Malatya’ya dayanıyordu. Henüz ilkokul çağlarındayken, içindeki müzik ateşi fark edilmişti. Bu ateş, onu Sâdi Yâver Ataman gibi Türk halk müziğinin dev bir ustasına götürdü. Yedi yıl boyunca aldığı eğitim, onun halk müziğine olan bağlılığının temelini attı. Ankara Radyosu’yla başlayan profesyonel serüveni ise onu Türkiye’nin dört bir yanına ulaştıran bir köprü haline getirdi.

“Türkü Bacı” Lakabıyla Anılan Bir Efsane

Sanat dünyasında ona “Türkü Bacı” dendi. Çünkü o türküleri yalnızca okumadı; yaşadı, yaşattı, anlattı. TRT’deki kariyerini zirvede bırakıp kendi yolunu çizdiğinde, 1982 yılında çıkardığı “Dadey” albümüyle milyonların gönlünde taht kurdu. Sesi, rüzgâr gibi esti yurt içinde, yurtdışında. 22 albüm, 9 film, onlarca ödül ve sayısız sahne… Ama hepsinden öte, bir halkın gönlünde yer etmiş bir isim…

Sadece Bir Sanatçı Değil, Bir Kültür Taşıyıcısı

Belkıs Akkale, sadece bir türkü yorumcusu olmadı. O, halk müziğini şehirli kitlelere sevdiren, türküleri salonlara taşıyan öncü bir figürdü. Onun sesiyle “Mihriban” başka ağladı, “Yemen Yolu” başka acıttı. “Barış Türküsü” gibi eserlerle toplumsal mesajlar da verdi. Her ezgisi, her nağmesi Anadolu’nun bir köşesinden yankılandı.

Ahde Vefa ile Taçlanan Bir Kariyer

2019’da yayımladığı “Ahde Vefa” albümü, bir sanatçının kendine ve halkına duyduğu sadakatin en güzel örneğiydi. Türkiye’nin dört bir yanından sanatçılar onun şarkılarını yorumladı. Bu, yalnızca bir albüm değil; nesiller arası bir saygı duruşuydu.

Bir Kadının Sessiz İsyanı

Akkale’nin sesi sadece türkü değil; bir kadının dik duruşu, zarafeti ve vakarıdır. Onun sesiyle büyüyen kadınlar, erkekler, gençler… Herkes biraz daha bu topraklara bağlandı. Onun sesiyle ağlayanlar, onun sesiyle iyileşenler oldu.

Bir Ses, Bir Ömür, Bir Miras

Belkıs Akkale, hâlâ aramızda, hâlâ sahnelerde. Her yıl dönümünde onu konuşmak, onu anlatmak, aslında kendimizi anlatmaktır. Çünkü onun türküleriyle büyüyen bir milletiz biz.

Bugün bir kez daha iyi ki doğdun Belkıs Akkale. Sesin, bu toprağın ölümsüz yankısıdır. Ve biz, seni dinledikçe kendimizi biraz daha buluyoruz.

TÜRKÜYLE KALIN SAYIN OKUYUCULARIM…