Denizin yüzeyi her zaman huzur verici bir maviyle göz kırpar insana… Ama derinlerde, karanlığın kucağında bambaşka yaşamlar vardır. Görünce “Bu da ne böyle?” dedirtecek kadar sıra dışı yaratıklardan biri de, işte o derinliklerin gizemli sakini: yarasa balığı.
İlk kez adını duyduğumda ürkütücü bir şey sandım. Ne de olsa “yarasa” deyince akla karanlık, gece, belki biraz da korku gelir. Ama sonra öğrendim ki bu balık aslında hayranlık uyandıracak kadar ilginç bir yaratık. Vücut yapısı adeta yere yapışık yaşamak için tasarlanmış gibi. Geniş, yassı gövdesi ve ilginç biçimli yüzgeçleriyle okyanus zemininde yürüyormuş gibi hareket ediyor. Evet, yanlış duymadınız, yüzmek yerine yürüyor!
Bazı türleri sanki kırmızı ruj sürmüş gibi dudaklara sahip. Bilim insanlarının bile hâlâ neden böyle bir özelliğe sahip olduğunu tam olarak açıklayamadığı bu “makyajlı balık”, bilimsel adıyla Ogcocephalidae ailesine ait. Genellikle Meksika Körfezi, Karayipler ve Pasifik’in sıcak sularında yaşıyor. Üstelik çoğu zaman kendini kumların altına saklayıp avını bekliyor.
Yarasa balığı bize şunu hatırlatıyor: Hayatın en sıradışı, en dikkat çekici formları çoğu zaman gözden uzak yerlerde gizlidir. Belki de doğa, bize tekrar tekrar “sıradan olanı değil, farklı olanı da gör” demek istiyor.
Biz insanlar hep yukarıya bakarız: Göğe, yıldıza, zirveye… Ama bazen başımızı eğip denizin dibine, toprağın altına, karanlık köşelere de bakmak gerek. Orada da mucizeler var. Ve belki de onlar, bize kendi farklılıklarımızı kabullenmeyi, hatta sevmeyi öğretebilir.
Bir gün bir akvaryumda ya da belgeselde karşılaşırsanız, garip yüzgeçleriyle yürüyen o balığa saygıyla bakın. Çünkü o, doğanın uçsuz bucaksız hayal gücünün bir ürünü.
YORUMLAR