Hayatta öyle anlar vardır ki, tüm ilaçlar, tüm tedaviler, tüm akılcı cümleler yetmez… Sadece bir dokunuş, bir elin sıcaklığı her şeyi değiştirir.
Bilim dünyası son zamanlarda bu duygusal gerçeği sayılarla, grafiklerle, laboratuvar verileriyle kanıtladı. Yapılan araştırmalara göre sevdiğiniz birinin elini tutmak, beyinler arasında adeta görünmez bir köprü kuruyor. Bu köprüden geçen şey sadece sevgi değil; aynı zamanda senkronize olmuş beyin dalgaları ve azalan acı hissi…
Beyinler Arası Sessiz Konuşma
Araştırmacılar, çiftler üzerinde yaptıkları deneylerde şunu gördü: Bir kişi acı verici bir uyaranla karşılaştığında, eğer yanında sevdiği kişi var ve elini tutuyorsa, beynindeki acı algısı belirgin şekilde azalıyor. EEG ölçümleri, iki beynin dalga ritimlerinin senkronize olduğunu gösteriyor.
Sanki iki zihin, “Merak etme, buradayım” diyor birbirine. O an sadece acı azalmakla kalmıyor, kişi kendini daha güvende, daha dayanıklı hissediyor.
İnsanlık Kadar Eski Bir Tedavi Yöntemi
Aslında bu bulgu, insanlık tarihi kadar eski bir gerçeği yeniden hatırlatıyor. Savaş alanında yaralı bir askerin yanında duran arkadaşının omzuna koyduğu el, doğum sancısı çeken bir annenin avucunu sıkan eşi, hastane odasında sessizce el ele oturan iki kardeş…
Bu anların ortak noktası, dokunuşun dilinin kelimelerden çok daha güçlü olması.
Teknolojinin Unutturduğu Yakınlık
Ne yazık ki, ekranların arasına sıkıştığımız bir çağda yaşıyoruz. Dokunmak yerine mesaj atıyor, sarılmak yerine emojiler gönderiyoruz. Oysa ki insan bedeni, varoluşundan beri temasla iyileşiyor. Dokunuş, beynimizin güvenlik sistemi için bir “her şey yolunda” sinyali…
Belki de bu yüzden, zor zamanlarda “yanındayım” demek yetmiyor; elini tutmak gerekiyor.
Bir El Uzatın
Hayatta bazen elimizde ilaç, çözüm, para, imkân olmayabilir. Ama elimizde bir el olabilir. O el, bir insana umut, güç ve dayanma isteği verebilir.
Çünkü bazen iyileşmek, tıbbi bir süreçten çok, insani bir bağdır. Ve o bağ, avuç içlerimizde saklıdır.







YORUMLAR