Belediyelerdeki usulsüzlükler, yalnızca kasayı değil; halkın güvenini, adalet duygusunu ve geleceğe dair umudunu da çalıyor. Görevini kötüye kullanan her el, aslında halkın ekmeğine dokunuyor.
Emanet Kavramının Unutulduğu Yer: Kamu Görevi
Belediyeler, halkın en yakınındaki kamu kurumlarıdır. Sokaktaki çocuğun oyun parkını, yaşlının kaldırımını, esnafın rızkını etkileyen her karar belediyede alınır. Ancak son yıllarda sık sık duyduğumuz “ihale yolsuzluğu”, “rüşvet”, “adam kayırma” gibi haberler, bu kurumların “emanet” bilincinden ne kadar uzaklaştığını gözler önüne seriyor.
Görevi kötüye kullanan bir memur ya da yönetici, sadece bir kalem oynatmıyor; halkın hakkını hiçe sayıyor, adalet duygusunu zedeliyor.
Bir Kalem Darbesiyle Milyonlar Uçuyor
İhalelerde usulsüzlük, işe alımlarda kayırmacılık, bütçede şeffaf olmayan harcamalar… Bunların her biri aslında birer “beyaz yaka hırsızlığıdır.” Halkın cebinden çıkan her kuruşun hesabı verilmek zorundadır. Ancak ne yazık ki bazı belediyelerde bu anlayışın yerini “kendi adamını yerleştir, ihale payını al” düzeni almış durumda.
Bu zihniyet, sadece parayı değil; toplumun adalet inancını da çürütüyor.
Görev Kötüye Kullanıldığında Güven Kaybolur
Belediye başkanından en alt kademedeki çalışana kadar herkesin görevi, halka hizmet etmektir. Fakat bazıları bu görevi “kişisel güç gösterisi”ne dönüştürüyor.
Görev kötüye kullanıldığında sadece bütçe değil, adalet duygusu da zarar görür. Vatandaş artık belediyeye dilekçeyle değil, şüpheyle bakar. Güveni yıkmak kolay, yeniden inşa etmek ise yıllar alır.
Denetim Eksikliği: Sessiz Ortak
Bir diğer büyük sorun ise denetim mekanizmalarının işlevsiz hale gelmesidir. Sayıştay raporları rafa kaldırılıyor, soruşturmalar siyasi baskılarla kapanıyor.
Gerçek şu ki; bir kurumun çürümesi, sadece yönetenin değil, denetlemeyenin de suçudur. Her susturulan denetçi, her görmezden gelinen usulsüzlük, bir sonraki yolsuzluğun önünü açar.
Şeffaflık ve Hesap Verilebilirlik Şart
Artık vatandaş olarak “hesap soran toplum” olma zamanıdır. Belediyeler, bütçelerini halka açık şekilde paylaşmalı; ihaleler, şeffaf sistemlerle canlı yayınlanmalıdır.
Halkın parasıyla yapılan her işin hesabı yine halka verilmelidir. Çünkü demokrasi sadece seçimle değil, denetimle yaşar.
Koltuklar Geçici, Vicdan Kalıcıdır
Bir koltuğa oturmak, hizmet etmek içindir; hükmetmek için değil. Görevi kötüye kullanan her yönetici, aslında kendi geleceğini karartır.
Çünkü bu halk unutmaz; kimin halkın hakkını koruduğunu, kimin halkın cebine göz diktiğini bir gün mutlaka hatırlar.
Belediyeler, halkın yüzü olmalı; arka kapıların değil. Unutmayalım balım, emanet edilen her makam, bir gün mutlaka hesabını verir.







YORUMLAR