Uzun bir yola çıktınız. Gözleriniz yolda, elleriniz direksiyonda… Fakat vardığınızda fark ediyorsunuz ki o virajları nasıl döndünüz, hangi tabelayı geçtiniz, yanınızdan geçen kamyonun rengi neydi… Hiçbirini hatırlamıyorsunuz. Çünkü siz de farkında olmadan yol hipnozuna yakalandınız.

Tıbbi adıyla “highway hypnosis”, yani yol hipnozu… Özellikle uzun, düz, monoton yollarda direksiyon başındaki sürücünün bilinçli farkındalığını yitirmesi hali. Araç kullanılıyor ama zihin başka yerlerde. Otoyol boyunca ilerliyor ama detayları hatırlamıyor. İşte tam da bu yüzden oldukça tehlikeli.

Bu durum yalnızca bir unutkanlık hali değil; bilincin bir tür otomatik pilota geçmesidir. Beyin, sürekli aynı uyarana maruz kaldığında, dikkat seviyesini düşürür ve kendi içinde bir “zihin molası” başlatır. Ancak ne yazık ki, bu mola sırasında saniyelik bir dalgınlık, can yakıcı kazalara yol açabilir.

Peki, kimler daha çok etkileniyor bu durumdan?

– Gece yolculukları yapanlar
– Uykusuz sürücüler
– Tek başına yolculuk edenler
– Uzun süre ara vermeden araç kullananlar

Ve en önemlisi… “Bana bir şey olmaz” diyenler.

Çünkü yol hipnozu, direksiyon başındaki herkesin potansiyel düşmanıdır. Hele ki yollarda giderek artan trafik yoğunluğu, göz alıcı reklam tabelaları ve cep telefonunun cazibesi birleşince, dikkat dağınıklığı da kaçınılmaz hale geliyor.

Çözüm ne mi?

Yorulunca durmak.
Her iki saatte bir mola vermek.
Açık pencereyle, müzikle ya da sohbetle dikkati taze tutmak.
Ve tabii en önemlisi: Uykusuz yola çıkmamak.

Yol hipnozu, teknoloji çağında trafikteki görünmez düşmanımız haline geldi. Aracınız en gelişmiş donanımlara sahip olabilir ama sürücünün dikkati hâlâ en güçlü güvenlik sistemi.

Unutmayın, vardığınız yer önemli olabilir…
Ama sağ salim varmak, ondan da önemli.