Son yıllarda süt tüketiminin sağlık üzerindeki etkileri tartışma konusu oldu. Dr. İbrahim Ersoy, YouTube kanalında yaptığı açıklamalarla sütün sanıldığı kadar masum olmayabileceğini, özellikle erişkinlerde aşırı tüketimin riskler barındırdığını vurguladı. İşte bilimsel araştırmalardan çıkan dikkat çekici sonuçlar.

Sütün Geleneksel İmajı
Yüzyıllardır süt; kalsiyum, fosfor, vitamin ve mineral kaynağı olarak biliniyor. İnek sütü yüzde 87’si sudan oluşsa da geri kalan kısmında protein, karbonhidrat ve yağ gibi makro besinler ile mikro besinler yer alıyor. Bu nedenle özellikle çocukluk döneminde sağlıklı beslenmenin temel unsurlarından biri olarak görülüyor. Ancak erişkinlikten sonra iş değişiyor.
“Ne Kadar Çok Süt, O Kadar Sağlık” İddiası Çürütüldü
Uzun yıllar boyunca süt tüketiminin kemik sağlığını güçlendirdiği, özellikle kalça kırıklarını önlediği düşünüldü. Ancak son 10 yılda yapılan geniş çaplı çalışmalar bu tezi sorguluyor. İskandinav ülkeleri (Finlandiya, İsveç, Norveç) süt tüketiminde ilk sıralarda yer alıyor. Buna rağmen kalça kırığı vakaları bu ülkelerde oldukça yüksek. Buna karşılık Çin, Endonezya, Güney Kore gibi düşük süt tüketen ülkelerde kalça kırığı oranı da düşük. Bu tablo, “çok süt tüketmek kemikleri korur” iddiasını ciddi şekilde sarsıyor.
Ergenlik Döneminde Ters Etki
Amerika’da ergen erkekler üzerinde yapılan bir araştırmada, ergenlikte içilen her ek bardak sütün ilerleyen yaşlarda kalça kırığı riskini yüzde 9 oranında artırdığı belirlendi. Yani süt, kemik sağlığını korumak bir yana ileriki dönemde risk faktörü olabiliyor.

Kalsiyum Takviyeleri Ne Kadar Etkili?
Kalsiyumun kemik sağlığı için olmazsa olmaz olduğu uzun yıllardır anlatılıyor. Ancak araştırmalara göre diyetle alınan kalsiyumun ya da dışarıdan kullanılan kalsiyum takviyelerinin kemik kırıklarını önlediğine dair güçlü bir kanıt yok. Çalışmaların çoğu sonuçsuz veya çelişkili.
Kalp Sağlığına Etkileri Tartışmalı
Sütün içerdiği doymuş yağ, hem iyi hem kötü kolesterolü yükseltiyor. Et ürünlerindeki yağlarla benzer etkiye sahip olsa da bitkisel yağlarla (zeytinyağı, fındık yağı) kıyaslandığında daha zararlı bir tablo ortaya çıkıyor. Bu nedenle süt tüketiminin kalp sağlığına ekstra bir fayda sağladığı söylenemiyor, hatta olumsuz etkiler söz konusu olabiliyor.

Süt ve Kanser İlişkisi
En çok tartışılan konulardan biri de süt tüketiminin kanser riskiyle bağlantısı.
Prostat kanseri: 28 yıl boyunca 21 bin kişi üzerinde yapılan araştırmada, günde 2,5 bardaktan fazla süt içenlerde prostat kanseri riskinin arttığı gözlendi.
Meme kanseri: Meme kanseri tanısı almış kadınlarda fazla süt tüketiminin ölüm oranlarını yüzde 50’ye kadar artırdığı ortaya kondu.
Karaciğer kanseri: Çin ve İngiltere’de yapılan karşılaştırmalı bir çalışmada süt tüketiminin karaciğer kanseriyle de bağlantılı olabileceği öne sürüldü.
Çiğ Süt Tüketiminde Büyük Risk
Sokakta satılan ve “daha doğal” olduğu düşünülen çiğ süt, ciddi enfeksiyon tehlikesi barındırıyor. Çiğ sütte bakteri yayılma riski pastörize süte göre 150 kat daha yüksek. Özellikle hamile kadınlarda ve çocuklarda bu durum; ölü doğum, malformasyon veya ağır enfeksiyonlara yol açabiliyor.

Peki Ne Kadar Süt İçilmeli?
Bebeklik döneminde süt tüketimi tartışmasız gerekli. Ancak ergenlik sonrası dönemde “süt ne kadar çok içilirse o kadar faydalıdır” düşüncesi geçerliliğini yitiriyor. Aşırı süt tüketimi kemik sağlığından kansere kadar birçok konuda risk faktörü olabilir.
Ezberler Bozuluyor
Dr. İbrahim Ersoy’un da altını çizdiği gibi, insan türü bebeklik dışında başka canlıların sütünü tüketen tek varlık. Bu alışkanlık yıllardır masum bir beslenme biçimi gibi gösterilse de son bilimsel araştırmalar bunun sorgulanması gerektiğini ortaya koyuyor. Sağlığın en büyük zenginlik olduğunu vurgulayan Ersoy, “Sütü kutsal bir besin gibi görmemek, ölçülü olmak ve sağlıklı yağlar ile dengeli bir beslenme düzenine yönelmek en doğru tercih olacaktır” diyor.
Sıla Solaklar VERİM

