Doğanın bize sunduğu her canlı, kendi içinde bir mucize taşır. Kimisi rengârenk tüyleriyle göz alır, kimisi göç yolculuklarıyla şaşırtır. Razorbill kuşları ise sessiz, derin ve bir o kadar da zarif yaşamlarıyla dikkat çeker.
Razorbill, Atlantik’in serin sularında görülen, penguenleri andıran yapısıyla hemen fark edilen bir deniz kuşu. Siyah-beyaz kontrastı, kalın ve belirgin gagasıyla doğanın sadeliği ve asaletini aynı anda yansıtır. Onları gördüğünüzde ilk aklınıza gelen, belki de “dinginlik” olur. Çünkü bu kuşlar, okyanusun dalgalarıyla uyum içinde varlıklarını sürdürür.
Bir deniz kuşunun yaşam mücadelesi
Razorbill kuşları, yaşamlarını çoğunlukla deniz üzerinde geçirir. Yüzme ve dalış kabiliyetleriyle balık avlayarak hayatta kalırlar. Gökyüzünde çok güçlü uçucular olmasalar da denizin üzerinde süzülmeleri, doğanın kusursuz dengesini gözler önüne serer.
Kıyı kayalıklarına yaptıkları yuvalar, onların sadelikten gelen güvenlik anlayışını gösterir. Kalabalıktan uzak, yalnız ama huzurlu bir yaşam sürerler. İnsan kalabalıklarından kaçıp, doğanın sessizliğine sığınmak isteyen bizler için belki de bir örnek…
İnsanın aynası
Bir köşe yazarı olarak razorbill kuşlarına bakarken, aslında insanın kendi yolculuğunu da görüyorum. Bizler de hayatın içinde dalgalarla boğuşuyor, bazen kalabalıklardan uzaklaşıp güvenli bir kayalık arıyoruz. Onların kararlılığı, sabrı ve uyum yeteneği bize ders niteliğinde.
Razorbill, bize şunu fısıldıyor: “Hayat, güçlü kanat çırpmalarından çok, dalgalarla uyum içinde yol alabilme sanatıdır.”
Doğaya bakmayı unutmamak
Bugünlerde şehirlerin karmaşasında gözlerimizi gökyüzüne çevirmeyi unutuyoruz. Oysa doğa, bize her an küçük mucizeler gösteriyor. Razorbill kuşları, belki bizim coğrafyamızda çok sık karşımıza çıkmıyor ama onların hikâyesi, dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım bize aynı mesajı iletiyor: Doğanın dinginliğinde, insan ruhunun huzuru saklıdır.
Belki de yapmamız gereken tek şey, biraz durup bu sessiz kanatlılara kulak vermek…
YORUMLAR