Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Melih Kadir Efe
Melih Kadir Efe

Minaredeki Işıktan Kalpteki Işığa: Mevlid Kandili

Takvimler 3 Eylül 2025’i gösterdiğinde, yine gökyüzünde kandil ışıklarıyla bezeli minareler yükselecek. Yüzyıllardır olduğu gibi, Müslümanların kalbinde ortak bir heyecan var: Mevlid Kandili. Bu gece, Hz. Muhammed’in dünyaya teşrifini anarken aslında sadece bir doğum gününü değil, bir ahlak pusulasını hatırlıyoruz.

Mevlid kutlamalarının kökleri, Fatımîler döneminden Osmanlı’ya uzanan zengin bir tarihe dayanıyor. Osmanlı’da minarelerin kandillerle süslenmesiyle birlikte “kandil gecesi” kavramı toplumsal hayatımıza yerleşmiş. Bursa’da Süleyman Çelebi’nin kaleme aldığı “Vesîletü’n-Necât” ise bu hatırlamanın ortak dili olmuş. Düğünlerde, cenazelerde, askere uğurlamalarda okunan Mevlid, halkın hafızasında bir şiirden öte, toplumsal bir sığınak haline gelmiş.

Diyanet İşleri Başkanlığı bu yılki Mevlid-i Nebi etkinlikleri için “Peygamberimiz ve Aile Ahlakı” temasını belirledi. Hiç de tesadüf değil… Çünkü günümüz dünyasında en çok yara alan alanların başında aile geliyor. Ekranların, telefonların gölgesinde unutulan sohbetler; birlikte yenmeyen akşam yemekleri; eksilen helalleşmeler… Oysa Hz. Peygamber’in eşine, çocuklarına, torunlarına gösterdiği sevgi, şefkat ve adalet bugün her ev için yeniden okunması gereken bir ders kitabı niteliğinde.

Elbette ki Mevlid, farz bir ibadet değil. Zamanla oluşmuş, gelenekleşmiş bir hatırlama biçimi. Ancak bu yönüyle değersiz değil; tam tersine bize şunu söylüyor: “İbadeti sadece namazın ve orucun içinde arama; hatırlamayı, sevgiyi, merhameti de yaşat.” Eğer bu gece sadece kandil simidi ikramıyla sınırlı kalırsa, ertesi gün haksızlığa, dedikoduya, kırıcı sözlere geri dönülürse, ışığı sadece camide bırakmış oluruz. Oysa amaç, o ışığı hayata taşımak.

Bir kandil gecesini, sadece birkaç küçük adımla bambaşka bir derse dönüştürebiliriz. Çocuklara kısa bir siyer hikâyesi anlatmak, komşunun kapısını çalıp tatlı ikram etmek, aile içinde gönül kırgınlıklarını gidermek, ihtiyaç sahiplerini hatırlamak… Bunlar basit görünen ama kalıcı etkiler bırakabilecek adımlar. Çünkü Mevlid’in özünde, merhamet ve paylaşmanın gölgesi vardır.

Her kandil gecesi bize şu soruyu sormalı: “Bu ışığı nereye taşıyoruz?” Eğer kandilin ışığı sadece minareleri süslüyor, kalplerimizi ve davranışlarımızı aydınlatmıyorsa, bir şey eksik demektir. Mevlid Kandili, Hz. Peygamber’in dünyaya getirdiği mesajı hatırlatmak için bir fırsat. Asıl olan, o mesajı evlerimize, işimize, ilişkilerimize taşımaktır.

Kandil geceleri, sadece bir hatırlama değil; aynı zamanda bir yenilenme davetidir. Bu gece küçük bir ışık yakın, çocuğunuza sorulduğunda ona şu cümleyi bırakın: “Bu ışık, merhametin ışığıdır; başkasının kalbini ısıtmadan sönmez.”

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER