Sabahın erken saatlerine kadar beklediklerini belirten Yavaş, “Gece hiç uyumadan hem oylamaya katılmak için geldik hem de haberi burada aldık. Türkiye’deki hukuk sistemi adına üzgünüz. Çünkü soruşturma süreci boyunca tanık olduklarımız, hukukun ne kadar siyasallaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Gizli olması gereken ifadeler neredeyse birkaç dakika içinde kamuoyuna servis edildi. Avukatların dahi ulaşamadığı belgelere televizyon ekranlarından ulaşıldı. Bu da sürecin siyasi bir amaçla yürütüldüğünü gösteriyor,” dedi.
İmamoğlu’na yönelik engellemelerin tüm ülke adına kaygı verici olduğuna dikkat çeken Yavaş, “Türkiye’nin hukuk ve demokrasi karnesi uluslararası basında da tartışılıyor. Bu durum doğrudan ekonomimize yansıyor, yoksulluk artıyor, yatırımcı kaçıyor. Bu bir kötülük düzenidir,” diye konuştu.
Yavaş, dava dosyasında somut bir iddianame bulunmadığını, yalnızca gizli tanık ifadelerine dayalı iddiaların yer aldığını vurgulayarak şunları söyledi:
“Bazı sorular var ki akıl alır gibi değil. ‘Bu kişiyle neden sık görüşmüşsünüz’ gibi ifadeler ya da aile bireylerinden birinin terör bağlantısı olup olmadığı gibi sorular… Bunlar hem hukuk dışı hem de kişilik haklarına saldırı niteliğinde.”
Yargının tarafsız ve bağımsız hale getirilmesi gerektiğini ifade eden Yavaş, “Artık intikam duygusuyla hareket eden bir hukuk anlayışını geride bırakmamız gerekiyor. CHP’li belediyelerin hiçbirisi yargılanmaktan ya da denetlenmekten kaçmadı. Benim de başıma defalarca müfettiş geldi. Kendi müfettişlerimiz de belediyeyi denetliyor. Korkacak bir durum yok. Ama bir kumpas kurmak isterseniz, her yolu denersiniz,” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ