Okulların açılmasıyla birlikte velilerin en çok şikâyet ettiği konulardan biri kantin fiyatları oldu. Bir tostun, bir ayranın fiyatı neredeyse dışarıdaki kafe fiyatlarını geçmiş durumda. Çocukların okulda en temel ihtiyaçları olan yiyecek-içecekler, aile bütçelerini zorlarken öğrencilerin de beslenme hakkını kısıtlıyor.
Kantinler, aslında öğrencilerin sağlıklı beslenmesini desteklemek için var. Ancak bugün gelinen noktada, birçok öğrenci kantine uğramaya bile cesaret edemiyor. Yanında harçlık götüren çocuk ya tek bir ürün alabiliyor ya da aç kalarak eve dönüyor. Bu tablo, eğitim çağındaki çocukların sağlıklı gelişimi için ciddi bir risk.
Veliler, “Çocuğuma evden beslenme çantası hazırlamak zorunda kalıyorum çünkü kantinde bir tost 40-50 liradan aşağı değil” diyor. Bu durum dar gelirli aileler için daha da ağırlaşıyor. Çocuğun beslenme çantasına her gün sağlıklı yiyecek koymak isteyen anne babalar, hayat pahalılığı karşısında güçlük çekiyor.
Bir diğer sorun ise denetimsizlik. Kantin fiyatlarının belirlenmesinde ciddi bir kontrol mekanizması yok. Her okulda farklı fiyatlar karşımıza çıkıyor. Bazı kantinlerde suyun dahi fahiş fiyatlarla satılması düşündürücü. Oysa Milli Eğitim Bakanlığı ve ilgili kurumlar, bu konuda standart bir fiyat politikası getirmek zorunda.
Çocukların sağlıklı beslenmesi bir lüks değil, en temel haktır. Okul kantinlerinin ticari bir işletme değil, sosyal bir sorumluluk alanı olduğunu unutmamak gerek. Eğer biz geleceğimizi emanet ettiğimiz çocukların eğitimden verim almalarını istiyorsak, önce onların karnını doyurabilmeliyiz.
Kısacası, okul kantinlerinde fiyat denetimi bir an önce sıkılaştırılmalı. Aksi halde kantinler, çocuklar için cazip bir mola alanı olmaktan çıkacak; açlıkla mücadele ettikleri, göz ucuyla vitrine baktıkları bir yer olmaya devam edecek.
YORUMLAR