Aşkı yaşarken hepimiz sonsuz olacağına inanırız. Sarıldığımız anlarda, göz göze geldiğimizde, kalbimizde yer eden o sarsılmaz inanç bize “biz” kavramını güçlü hissettirir. Oysa hayatın ironisi tam da burada başlar: Bazen en çok sevdiklerimizden ayrılmak zorunda kalırız. Ve işte o an, aşkın büyüsüyle gerçeklerin keskin yüzü çarpışır.
Sevgi Yetmediğinde
Sevgi, ilişkilerin temel taşıdır ama tek başına her yarayı sarmaya yetmez. Hayatın yükleri, farklılaşan hayaller, uyumsuzluklar veya bitmeyen kavgalar sevgiyi gölgeler. Kalbimiz “seviyorum” derken aklımız “olmuyor” diye fısıldar. İşte o noktada, severken ayrılmak bir zorunluluk haline gelir.
Ayrılığın Sessiz Dramı
Severken ayrılmak, iki kalbin de kırıldığı ama kimsenin suçlu olmadığı ayrılıktır. Bir taraf ihanete uğramamıştır, ne büyük bir kavga ne de keskin bir nefret vardır. Tam tersine, vedanın içinde hala sevgiden izler bulunur. Belki de en acısı budur: Birini hâlâ severken, elini bırakmak zorunda kalmak.
Cesaretin En Ağır Biçimi
Ayrılık çoğu zaman cesaret ister. Özellikle de kalbimiz “kal” diye çırpınırken, aklımız “git” diyorsa. Sevdiğin insana, onun mutlu olabilmesi için veda edebilmek; kendini değil, onu önceliklemek, aslında sevginin başka bir şeklidir. Bu yüzden severken ayrılmak, acının ötesinde bir olgunluk barındırır.
Kalan İzler
Severken ayrıldığımız insan, hafızamızda bambaşka bir yere yerleşir. O, hayatımızın “keşke”si ya da “iyi ki”si olur. Ne tamamen unutabiliriz ne de aynı yoğunlukta hatırlayabiliriz. Zamana yayılan bir sızı gibi kalır içimizde. Çünkü o ilişkide biten şey aşk değil, sadece beraber yürünecek yolun imkânsızlığıdır.
Bir Veda, Bin Ders
Severken ayrılmak, bize hayatın acı gerçeklerinden birini öğretir: Sevgi bazen yeterli değildir. Bize sabrı, kabullenişi ve vazgeçmenin aslında kaybetmek değil, bazen kazandırmak olduğunu hatırlatır. Her veda, kendi içinde bir başlangıçtır. Belki de en büyük teselli budur.
Severken ayrılmak, insanın kalbine bıraktığı izlerle birlikte bir tür olgunluk hikâyesidir. Sevmeyi öğrenmek kadar, sevmeyi bırakabilmeyi de hayat öğretir. Çünkü bazen en büyük cesaret, gitmekte değil; severken bile “olmayacağını” kabul edebilmekte gizlidir.







YORUMLAR