Güllü’nün ardından geriye yalnızca bir ses değil, kalplerde yankılanan koca bir hüzün kaldı. Kriminal rapor gerçekleri anlatsa da, o raporun soğuk satırlarına sığmayan bir kadın hikâyesi var orada; yorgun, güçlü ve yarım kalmış.
Bazen bir ses, bir hayatın bütün yükünü taşır. Güllü’nün sesi de öyleydi. Hüzünle yoğrulmuş, içten gelen bir isyanla yankılanan o ses… Artık sustu. Ama sustuğu yerden bile konuşuyor aslında; çünkü onun sessizliği bile kelimelerden daha gür.
26 Eylül gecesi, Çınarcık’ta bir pencereden düşen bir kadın değil, bir dönemin kalbi düştü yere. Şarkılarıyla büyüyen insanlar, şimdi o melodilerin arasında bir eksiklik hissediyor. “Nasıl olur?” diye soruyor herkes. “Bir sanatçının hayatı böyle mi biter?”
Bir Rapordan Fazlası
Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı’ndan çıkan rapor, soğukkanlı cümlelerle yazılmış.
“Zeminde kayganlık sağlayıcı maddeye rastlanmamıştır.” Sadece bu kadar. Ne bir duygu, ne bir sessizlik payı. Ama işte o rapor, bir annenin, bir sanatçının, bir kadının son adımını anlatıyor aslında.
Soru İşaretleri Bitmiyor
TÜBİTAK’a gönderilen kamera kayıtları belki bir ışık yakacak. Belki o geceye ait birkaç saniyelik görüntü, bize “neden” sorusunun cevabını fısıldayacak. Ama bazen, cevabı bulmak değil, kaybı kabullenmek daha zordur. Çünkü ne kadar rapor hazırlanırsa hazırlansın, bazı gerçekler yalnızca kalpte çözülür.
Güllü, Bir Sözün İçinde Yaşayacak
Onu tanıyanlar bilir, sahnede olduğu kadar hayatta da gerçekti. Ne rol yaptı, ne maskeyle yaşadı.
Acısını da, kahkahasını da olduğu gibi taşıdı. Belki bu yüzden milyonlarca insan, ölüm haberini duyunca kendi yarasına dokunulmuş gibi hissetti. Çünkü Güllü, halkın içinden çıkan bir kadındı; ne süslü cümlelere, ne sahte gülüşlere sığardı.
Sessizlikte Yankılanan Bir Şarkı
Şimdi geriye sadece şarkılar kaldı. Bir de o şarkıların ardında saklı, kelimelere sığmayan bir hayat. Kim bilir, belki o gece bir hüzün, bir anlık dalgınlık, belki de kaderin ince bir çizgisi… Ama bir gerçek var: Güllü artık yok. Ve yokluğu, sesi kadar yankılanıyor bu ülkede.
Kriminal rapor, gerçeği teknik bir dille anlattı belki. Ama kalpler, hâlâ anlamak istiyor. Çünkü bazı ölümler sadece “kaza” değildir; bir suskunluğun, bir iç acısının, bir hayatın kapanışıdır. Güllü’nün sesi sustu ama duygusu, bir milletin hafızasında yaşamaya devam edecek. Ve biz, her dinlediğimizde o eski şarkıları, belki farkında olmadan bir dua fısıldayacağız: “Ruhun şad olsun Güllü…”







YORUMLAR