Düşünsenize… Gözlerinizi kapatıyorsunuz ve bir daha açamıyorsunuz. Sevdiklerinizin yüzünü görememek, güneşin denize vurduğu o altın yansımaları hatırlayamamak, hatta bir kitabın kapağındaki resmi dahi sadece hayal etmek zorunda kalmak… Görme duyusu, farkında olmadan sahip olduğumuz en büyük hazinelerden biri. Şimdi, Güney Kore’deki KAIST (Kore İleri Bilim ve Teknoloji Enstitüsü), bu hazineyi kaybedenlere yeniden sunabilecek bir keşfe imza attı.
Geçtiğimiz günlerde bilim dünyasında yankı bulan bir gelişmeyle, KAIST’li bilim insanlarının görme yetisini geri kazandırabilen bir ilaç geliştirdiği duyuruldu. Henüz klinik deney aşamasında olan bu ilaç, sinir hücrelerinin yenilenmesini ve göz sinyallerinin beyne tekrar iletilmesini sağlayarak körlük tedavisinde çığır açabileceği belirtiliyor.
Bu Sadece Bir Tedavi Değil, Aynı Zamanda Umut
İnsanlık tarihinde sağlık alanındaki en büyük devrimler, genellikle bir insanın yaşam kalitesini tümden değiştiren tedavilerle gerçekleşmiştir. Penisilinin keşfi nasıl ölümleri durdurduysa, insülin nasıl diyabetlilerin yaşamını dönüştürdüyse, bu ilaç da körlükle yaşayan milyonlarca insana “yeniden görme” umudu sunabilir.
Körlükle yaşayan bireyler yalnızca fiziksel bir kayıpla mücadele etmiyor. Bu durum, toplumsal dışlanmayı, ekonomik bağımsızlığın yitirilmesini, hatta psikolojik bunalımları da beraberinde getiriyor. Dolayısıyla bu ilacın başarısı, sadece bir sağlık zaferi değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün anahtarı olabilir.
Bilimin Etikle Sınavı
Ancak her büyük keşfin ardından gelen kritik sorular da vardır: Bu ilaç herkese erişebilir mi? Ekonomik olarak ulaşılabilir olacak mı? Gelişmiş ülkelerle gelişmekte olanlar arasında bir “görme eşitsizliği” doğar mı?
Bilim, insanlık içindir. Tüm bu çabalar, yalnızca bazı ayrıcalıklı sınıflara değil, tüm insanlığa ışık tutmalı. KAIST’in çalışması, insanlık için büyük bir umut olsa da, asıl devrim bu keşfin herkese ulaştırılmasıyla tamamlanacak.
Gelecek Işıkla Gelecek
Bugün bir mikroskop altında başlayan bu umut, belki yarın sokakta bastonunu bırakan bir görme engellinin yüzündeki tebessümde karşılık bulacak. Belki bir çocuk, annesinin gözlerine ilk kez bakabilecek. Ve biz, bilimin ne denli güçlü bir ışık olduğunu bir kez daha hatırlayacağız.
Görmek bir ayrıcalıktı. Belki çok yakında, artık sadece bir ayrıcalık değil, erişilebilir bir hak haline gelecek. Ve bunu bilime borçlu olacağız.
YORUMLAR