Bük Ne Demek, Neden Farklı?
Kissebükü, adını Ege sahillerine özgü coğrafi bir terim olan “bük”ten alıyor. Koyların daha küçük ve daha sade hali olan bükler, tıpkı bir göl gibi korunaklı yapısıyla dikkat çeker. Kissebükü de tam anlamıyla böyle bir yer: denizin sığlaştığı, rüzgârın azaldığı, sadece doğanın sesinin duyulduğu bir Ege durağı.

Karayoluyla Zor Ama Değer
Bu saklı cennete ulaşmak biraz zahmet istiyor. Aracınız varsa kara yoluyla gitmeniz mümkün, ancak yollar oldukça engebeli ve yer yer dar. Sürücülere dikkatli olmaları tavsiye ediliyor. Alternatif olarak tekne turlarıyla da bölgeye ulaşabilir, bu eşsiz doğa parçasına denizden giriş yapabilirsiniz.
Ne Kafe Ne Otel: Sadece Sen ve Doğa
Kissebükü’nde sizi bekleyen şey; ne şezlong kiralayan işletmeler ne de gürültülü mekanlar… Burada ne bir kafe ne bir restoran var. İşte tam da bu yüzden Kissebükü hâlâ bakir, hâlâ bozulmamış. Yanınıza atıştırmalık ve su alarak doğayla baş başa saatler geçirebilirsiniz.

Berraklıkta Sınır Tanımayan Deniz
Denize adım attığınız anda duru ve cam gibi bir su sizi karşılıyor. Şnorkel takıp suyun altına baktığınızda, çeşit çeşit balıkların arasında yüzüyor olmak bu deneyimi eşsiz kılıyor. Özellikle sabah saatlerinde deniz neredeyse bir ayna gibi; doğanın en saf haliyle karşı karşıya kalıyorsunuz.
Tarihe Yolculuk da Mümkün
Kissebükü sadece doğasıyla değil, tarihiyle de dikkat çekiyor. Bölgede yer alan antik kalıntılar, burayı sadece bir deniz durağı olmaktan çıkarıp bir tarih yolculuğuna dönüştürüyor. Sessizlik içinde dolaşırken geçmişin izlerini hissetmek, buraya gelen ziyaretçiler için ayrı bir huzur kaynağına dönüşüyor.
Sıla SOLAKLAR VERİM

