“‘Dönmelik’, bir başka dinin mensubu olmaktan çıkıp Müslüman olmak, hidayete ermek (İhtida) değildir. Dönmelik, İslam’dan çıkıp (İrtidad) bir başka dine geçiş de değildir. “Dönmelik”, aslen Yahudi kalındığı halde Müslüman görünmektir. Yani müesseseleşmiş bir ‘Yahudi Münafıklığı’nın adıdır.” Diye tanımlıyor İslam Dini ve Tarihi bilgeleri.
Yahudilik hedefine varabilmek için her türlü davranış ve yolu olağan görür ve bin bir kılığa bürünmekte hiçbir sakınca görmez. Dönme ve dönmelik meselesi de Yahudiliğin bu ruhi özelliğin bir gereği olarak artık müesseseleşmiştir yeryüzünde. Konumuzla doğrudan ilgisi nedeniyle Yahudilerin, Hıristiyan toplumları arasında da aynı metoda başvurduğunu üzerine basa basa belirten Alman Yazar Theodor Fristch, “Yahudi Meselesinin El Kitabı” (Türkçeye çeviren Münir Abdurrahman – Akçağ Yayınları 1971) adlı yapıtında:
“Bu gün Yahudilerin çıkarlarını Almanlarınkinden üstün tutan bir hükümet, isim taklitçiliğini (değiştirilmesini) kolaylaştırmaktadır. ….. Böylece Yahudiliğin ev sahibi halk içinde tasarladığı kendi bencil planlarını gerçekleştirmesi ve amacına erişmesi için birçok yollar açık tutulmakta ve Yahudiler hiçbir fırsatı kaçırmadan bu işten kolayca yararlanmaktadırlar” diye belgeleriyle anlatmaktadır.
Türkiye’mizdeki dönmeliğin tarihçesine bakacak olursak; bilindiği gibi 15. yüzyılda İspanyada katliamdan kurtulan ve kovulan Yahudiler, Avrupa’da kendilerini kabul eden hiçbir ülke bulunmayınca, dönemin Osmanlı Padişahı Sultan II. Bayazıt’tan (1481 – 1512) Osmanlı ülkesine yerleşmek için izin istemişler ve kendilerine verilen izin sonucunda 1492’li yıllarda 200.000’den fazla Yahudi Selanik ve İzmir başta olmak üzere iskân edilmişlerdir. Türkler savaşlarla uğraşırken onlar da ticaretle meşgul olduklarından çok mu çok zengin oldular ve bankerliğe başlayıp Osmanlı Devletine nemalı borç para verir konuma bile geldiler. Türk vicdan ile iz’an ve merhametine sığınan bu topluluk kendilerine yaşayabilecek bir yer bulabildikten sonra biraz da palazlanınca Türk Devletine kafa tutmuş, fakat devletimiz kudretini göstermeye başlayınca da hemen el pençe divan durup isim ile unvan ve şekil ile şemal, kılık ve kıyafet ile inanç ve din değiştirmiş gibi kisveye bürünerek Türk toplumunu dejenere eden yeni oyunlarını sahneye koymuştur.
Selanik ve İzmir başta olmak üzere İstanbul, Edirne, Bursa, Gaziantep, Ankara, İskenderun gibi şehirlerimizde yoğunlukta bulunan “Dönme”ler; Rotary ve Lions teşkilatları sayesinde Milletimizi duygu ile düşünce, eğitim ile kültür, yaşam ile kazanç, örf ve adet, bilinç ve ruh ile bilim ve sanat vb. hayatımızın köşe başlarını elinde tutarak genç kuşaklarımızın milliyetinden, dininden, örf ve anane ile adetleri ve şanlı tarihinden bihaber yetişmesine ön ayak olmaktan başka, insan olarak sahip olduğumuz damarlarımızdaki asil kanımızda mevcut olan özellik ve güzelliklerimizi köreltmeye çalışmakta ve olanca güçleriyle de devam etmektedirler.
Dönmelerin kayıt ile kuyutları tutulmuştur ve de biliniyor ancak sakalımız yok ki kime neyi inandıracaksınız? 2008 yılında C.D. tarafından hazırlanan Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüzün “Mustafa” adlı belgeselinde son dört yılının Çankaya Köşkü’nden hastalığı bahane edilerek Türk toplumu arasına girmesine “Dönmeler”ce müsaade edilmemiş, sanki kontrollü bir hapis hayatı yaşatılmıştı. TRT. Ekranlarında yayınlanan söz konusu belgeselde C.D. bu hususu kendisi itiraf etmişti. C.D. bile Adanada’ki Mit tırları meselesi yüzünden sıkışınca Türkiye’mizden kaçmış ve Almanya’ya iltica etmeye çalışmaktadır.
Türkiye’mizde dönmelik ve dönmeler hakkında M. Ertuğrul DÜZDAĞ ve Süleyman KOCABAŞ gibi bireylerce pek çok yayın yapılmakla birlikte bilimsel araştırma niteliği taşıyan önemli eserler de yayınlanabilmiştir. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Abdurrahman KÜÇÜK’ün doktora tezi olarak hazırladığı ülkemizdeki “Dönmelik ve Dönmeler Üzerine” adlı araştırması Ötüken Yayınları arasında yayınlanmıştır. Ve halen piyasada bulunabilmektedir, bilgisini paylaştığımı düşünüyorum.
YORUMLAR