Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Cem Garipoğlu’nun Ölümüyle İlgili Şok İtiraf! Dönemin Savcısından Flaş Açıklamalar: Tanıklar Ortaya Çıktı!”

Habertürk TV’ye konuşan eski Silivri Cumhuriyet Savcısı Metin Arda ve Adli Tıp Kurumu Eski Morg İhtisas Dairesi Başkanı Prof. Dr. Sermet Koç, Cem Garipoğlu’nun ölümüyle ilgili dikkat çeken detaylara yer verdi. Tartışmaların odağında yer alan savcı ve adli tıp uzmanı, Garipoğlu’nun ölüm anına dair açıklamalarda bulundu.

Habertürk TV’ye konuşan eski

Münevver Karabulut cinayetinin faili Cem Garipoğlu’nun cezaevinde intihar ettiği yönündeki iddialar, olayın üzerinden yıllar geçmesine rağmen gündemden düşmüyor. Ölümüyle ilgili tartışmalar fethi kabir (mezar açma) işlemi yapıldıktan sonra daha da alevlendi. Habertürk TV’de yayınlanan programda, dönemin Silivri Cezaevi’nden sorumlu eski Silivri Cumhuriyet Savcısı Metin Arda ve otopsiyi gerçekleştiren Adli Tıp Kurumu Eski Morg İhtisas Dairesi Başkanı Prof. Dr. Sermet Koç, Garipoğlu’nun ölümüyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Eski Silivri Cumhuriyet Savcısı Metin Arda, Garipoğlu’nun ölü muayene işlemi sırasında bizzat koğuşta bulunduğunu ve yapılan tüm işlemlerin kamera ile kayıt altına alındığını belirtti. Arda, “Savcı hanım geldiğinde Cem Garipoğlu’nun cansız bedeni koğuşta yerde yatıyordu. Ölü muayenesi sırasında bir adli tıp uzmanı da oradaydı. İşlemler hem görüntülü hem de sesli olarak kaydedildi. Başındaki poşet savcı hanım gelmeden önce çıkarılmıştı. Sabah sayımı sırasında cezaevi personeli tarafından eksik olduğu fark edilmiş” söylemlerinde bulundu.

Metin Arda, Garipoğlu’nun poşetle intihar etmiş olmasının kendisine tuhaf geldiğini ifade etti. Eller serbestken havasız kaldığında poşeti yırtabileceğini belirten Arda, bu durumu o sırada adli tıp uzmanına sorduğunu söyledi. Adli tıp uzmanının kendisine Garipoğlu’nun poşeti alttan bağladığını ve karbonmonoksit soluduğu için bayıldığını anlattığını belirtti. “Pencerede ip kalıntıları vardı, önce ip ile denemiş ama cesaret edememiş olabilir. Daha sonra poşetle kendini havasız bırakmayı denemiş. Bu durum bize aktarıldı” diyen Arda, olayın detaylarının hala belirsizliğini koruduğunu ifade etti.

Garipoğlu’nun ölümüne dair bir diğer önemli açıklama ise otopsiyi gerçekleştiren Adli Tıp Kurumu Eski Morg İhtisas Dairesi Başkanı Prof. Dr. Sermet Koç’tan geldi. Koç, Garipoğlu’nun ölümünden sonra anne ve babasından DNA örneği alındığını ve tüm sürecin kamera ile kayıt altına alındığını söyledi. Koç, “Anne ve baba var, Cem Garipoğlu var ve bunun akabinde fiziksel benzerlik ve diğer tüm hususlar göz önünde bulunduruldu. Yanlış yorumlar var, yanlışlıkla iple boğuldu gibi ifadeler gerçeği yansıtmıyor. Bir iple boğma durumu yok, poşeti boğazına sıkıca sararak havasızlık oluşuyor ve bayılma meydana geldiğinde kimse müdahale etmezse ölüm gerçekleşiyor” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Koç, Garipoğlu’nun ölüm şekline dair yapılan spekülasyonların yersiz olduğunu vurgularken, olayın tüm detaylarıyla kaydedildiğini ve herhangi bir şüpheye mahal bırakmadığını belirtti. Koç, Garipoğlu’nun mezarının açılması ve cesedinden DNA örneği alınmasının ardından şüphelerin giderilmesini beklediklerini söyledi.

Cem Garipoğlu’nun mezarı açıldıktan sonra DNA örneği alınarak Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Bu örneklerin anne ve babasından alınan DNA örnekleri ile karşılaştırılacağı ve ölümün kesinlik kazanacağı belirtildi. Garipoğlu’nun ölümüne dair tartışmalar, mezarın açılmasıyla birlikte daha da alevlendi. Aile, Garipoğlu’nun gerçekten ölüp ölmediği konusunda şüphe duyarken, DNA testi sonucu kamuoyunun merakla beklediği bir gelişme haline geldi.

Olayın ardından yapılan açıklamalarda, sürecin adil ve şeffaf bir şekilde yürütüldüğü vurgulandı. Ancak, kamuoyunun büyük bir bölümü hala Garipoğlu’nun ölümüyle ilgili şüphelerini koruyor. DNA testi sonucunun açıklanması, bu tartışmaları sonlandırmak adına önemli bir adım olarak görülüyor.

Cem Garipoğlu’nun ölümüyle ilgili tartışmalar ve şüpheler, DNA testi sonucunun açıklanması ile son bulabilir. Dönemin Silivri Cezaevi’nden sorumlu eski savcısı ve otopsiyi gerçekleştiren adli tıp uzmanının açıklamaları, kamuoyunun ilgisini bir kez daha bu olayın üzerine çekti. Mezarı açılan ve cesedinden DNA örneği alınan Garipoğlu’nun gerçekten ölüp ölmediği, yapılan testlerle kesinlik kazanacak.

Ancak, DNA testi sonuçları ne olursa olsun, Garipoğlu’nun ölümüyle ilgili belirsizliklerin ve şüphelerin uzun süre gündemde kalmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılması ve gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması, kamuoyunun adalet beklentisini karşılamak adına büyük önem taşıyor.

Havva ERTÜRK

Kaynak: haberturk