Okullarda her gün yaşanan ama çoğu zaman fark edilmeyen bir travma var: akran zorbalığı. Sessizce büyüyen bu yara, sadece çocukları değil, geleceğimizi de derinden etkiliyor.
Akran zorbalığı artık sadece okul bahçelerinde yaşanan bir sorun değil. Sosyal medya aracılığıyla sınırlarını genişleten, dijital dünyaya taşınan bir şiddet biçimine dönüştü. Küçük bir alay, bir fotoğraf altına yapılan acımasız bir yorum ya da bir gruptan dışlama… Bunların hepsi bir çocuğun özgüvenini yerle bir edebiliyor. Her geçen gün sayısı artan vakalar, bize bu meselenin artık bireysel değil toplumsal bir sorun haline geldiğini gösteriyor.
Zorbalık Sadece Yumrukla Yapılmaz
Toplumda “zorbalık” dendiğinde genellikle fiziksel şiddet akla gelir. Oysa sözel, duygusal ve dijital zorbalık, en az fiziksel olan kadar yıkıcıdır. Bir çocuğun kilosuyla, konuşma tarzıyla ya da ailesiyle alay edilmesi; sınıfta sürekli dışlanması ya da sosyal medya üzerinden hedef alınması, kişiliğinde onarılması güç yaralar açar. Ne yazık ki birçok çocuk yaşadığı bu baskıyı “normal” sanıyor. Çünkü çevresindeki yetişkinler çoğu zaman ya fark etmiyor ya da “çocuklar arasında olur böyle şeyler” diyerek geçiştiriyor.
Sessiz Kurbanların Hikayesi
Zorbalığa uğrayan çocuklar genellikle içine kapanır, okula gitmek istemez, akademik başarıları düşer. Daha da önemlisi, kendilerini değersiz hissetmeye başlarlar. Bu durum uzun vadede kaygı bozukluğu, depresyon, sosyal fobi gibi psikolojik sorunlara yol açabilir.
Zorbanın kendisi de çoğu zaman ilgisiz bir aile ortamında büyümüş, empati yeteneği gelişmemiş, duygularını sağlıklı ifade edemeyen bir çocuktur. Yani bir yönüyle o da sistemin mağdurudur.
Ailelere ve Öğretmenlere Büyük Görev Düşüyor
Akran zorbalığıyla mücadelede en güçlü silah farkındalıktır. Aileler çocuklarını dinlemeli, davranışlarındaki değişimleri fark etmeli, okul yönetimiyle iletişimde olmalıdır. Öğretmenler ise sınıfta güvenli bir ortam oluşturmalı, öğrenciler arasında saygı kültürünü yerleştirmelidir.
Bir öğrencinin sessizliği, çoğu zaman “her şey yolunda” anlamına gelmez; bazen en büyük acı sessizlikte saklıdır.
Çözüm Empatiden Geçiyor
Bir çocuk, başkasının duygusunu anlamayı öğrendiğinde zorbalığın temeli yıkılır. Empati, sadece bir değer değil, bir yaşam becerisidir. Okullarda empati temelli eğitimler verilmesi, çocuklara “iyi olmanın” bir güç göstergesi olduğu öğretilmelidir. Çünkü hiçbir çocuk, başka bir çocuğun korkusu pahasına güçlenmemelidir.







YORUMLAR