Kaleköy… Dalgaların fısıltısıyla uyanan, taş sokaklarında tarihin yankılandığı ve zamanı unutturan bir Ege masalı. Antalya’nın Demre ilçesine bağlı bu büyüleyici köy, ulaşımın sadece deniz yoluyla sağlandığı, motor sesinin değil martıların eşlik ettiği ender yerlerden biri. Doğayla tarihin iç içe geçtiği bu özel nokta, huzur arayan ruhlara adeta bir sığınak.
Tarihin Taşlara İşlediği Yer: Simena Antik Kenti
Kaleköy’ün geçmişi, Likya Uygarlığı’nın parıltılı çağlarına kadar uzanıyor. Antik dönemde “Simena” olarak bilinen bu yerleşim, bir zamanlar Akdeniz’in önemli liman kentlerinden biriydi. Köyün tepesine çıktığınızda sizi karşılayan Bizans dönemine ait kale, sadece manzarasıyla değil, içinde sakladığı 300 kişilik minyatür tiyatrosuyla da büyülüyor. Her adımda geçmişin ayak seslerini duyuyor, taşlara sinmiş hikâyelerle baş başa kalıyorsunuz.
Kara Yok, Gürültü Yok, Sadece Huzur Var
Kaleköy’e karadan araçla ulaşmak mümkün değil. Bu da demek oluyor ki köyde hiçbir motor sesi yok. Sadece teknelerin suyla dans eden sesi, kuşların ötüşü ve hafif bir meltemin zeytin ağaçlarına fısıldadığı huzur… Demre’nin Üçağız Köyü’nden veya Kaş’tan kalkan teknelerle ulaşılan bu saklı cennet, gürültüden kaçmak isteyenler için ideal bir kaçış noktası.
Suyun Altında Uyuyan Tarih: Likya Lahitleri
Kaleköy’ün kıyısında ve sular altında kalan Likya lahitleri, ziyaretçilerini büyüleyen en özel detaylardan. Denizin üzerinde yüzer gibi duran bu taş mezarlar, binlerce yıl öncesinden günümüze ulaşan tarihî birer hazine. Günübirlik tekne turlarına katılarak bu lahitleri yakından görmek mümkün. Özellikle gün batımında suya yansıyan siluetleriyle adeta bir açık hava müzesi gibi.
Kekova Adası: Batık Şehrin Sırları
Kaleköy’ün hemen karşısında yer alan Kekova Adası, antik liman kentinin bir kısmının depremle su altına gömülmesiyle oluşmuş. Teknelerle yapılan kısa bir gezintiyle bu batık şehir kalıntılarını keşfetmek mümkün. Cam tabanlı teknelerle, suyun altındaki yapıları hiç dalmadan izleyebilir, tarihle doğanın iç içe geçtiği bu eşsiz manzaraya tanık olabilirsiniz.
Sadelik İçinde Lüks: Kaleköy’de Konaklama
Köyde çok sayıda otel ya da büyük tesis bulamazsınız. Zaten Kaleköy’ü özel yapan da bu sadelik. Küçük pansiyonlar ve aile işletmeleri, sıcak ev yemekleri ve denize sıfır odalarıyla size lüksün tanımını yeniden yaptırır. Burada konaklamak, sabahları kuş sesleriyle uyanmak, kahvaltınızı begonviller altında yapmak demektir.
Ruhunu Dinlendirmek İsteyenlere
Kaleköy’e gelip de hiçbir şey yapmamak, sadece oturup manzarayı seyretmek bile başlı başına bir deneyim. Ancak biraz daha aktif olmak isteyenler için kano turları, kısa doğa yürüyüşleri ya da kale manzaralı bir taş kahvede kitap okumak gibi seçenekler de mevcut.
Kaleköy; betonlaşmadan, turistik kalabalıktan, zamanın hoyrat hızından uzak kalmayı başarabilmiş nadir yerlerden biri. Eğer yolunuz Antalya tarafına düşerse, gidebildiğiniz en sessiz yere, yani Kaleköy’e bir tekneyle ulaşın. Göreceksiniz, burada sadece bedeniniz değil, ruhunuz da tatil yapacak.
Şefiye YILDIRIM