Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Nail Tikit

Adalet mi, Gösteri mi?

Çocuğu öldürmenin cezası “24 yıl”.
Gerçek bir ders mi yoksa yalnızca bir “gösteri karar” mı?

24 Ekim 2025 tarihli karar, toplumun vicdanında yankı uyandırdı: İstanbul’da pazarda bıçaklanarak öldürülen 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi davasında iki sanık “çocuğu kasten öldürme” suçundan en üst sınırdan 24 yıl hapis cezası aldı.
Görünen o ki; “çocuk hayattayken adalet tecelli etti” diyebilmek için hâlâ erken.

Çocuk Katillerine Verilen Ceza: Yeterli mi?

Bir genç can verdi; bugün aramızda değil.
Ve sorulması gereken temel soru şu: 24 yıl çoğu zaman “önceki indirimlerle” çok daha azına düşebilecek bir süre değil mi?
Eğer bir çocuğun hayatı bu kadar değersiz görülmüşse, cezanın ağırlığı da o kadar mı hafif?

Yargı sistemi, “çocuk failler” ve “çocuk mağdurlar” konusunda sürekli sınanıyor. Çocuğu öldüren – öldürme girişiminde bulunan – faillerin, yaşı, pişmanlığı, tutukluluğu ve iyi hal gibi birçok etkenle alınan ceza miktarı değişiyor. Bu dava da işte bu tartışmanın tam ortasında.

Toplum Ne Bekliyor?

Toplum ceza verildiğinde yalnızca “birini cezalandırdık” diyerek tatmin olmuyor.
Beklenen, şu:

  • Her çocuğun canının eşit değerde görülmesi,
  • Faillerin yaşları ne olursa olsun sorumluluklarının tam anlamıyla değerlendirilmesi,
  • Mağdurun ailesine yönelik tehditlerin ve “yardımcı sanıkların” rollerinin net şekilde görülmesi.

Bu dava sürecinde dosyalar birleştirildi; birlikte hareket eden çocuk sanıklar da “yardım” suçundan yargılanıyor. Ama önemli olan yalnızca “birleştirilme” değil; sürecin şeffaflığı, mağdurun korunması, toplumun göz önünde olduğunu hissetmesi.

Adalet Sistemine Mesaj

Bu karar bize şunu iletiyor: “Adalet var ama hâlâ yolda.”
24 yıl hapis cezası cezaevinde kalınacak yılları ifade ediyor. Ama hayatı elinden alınan, 15 yaşında umutları biten bir çocuğun gölgesi altında… Bu karar yeterince güçlü mü?

Eğer çocuğa karşı işlenen suçlarda verilen ceza, ceza olmanın ötesinde “ders çıkartacak” bir etki yaratamıyorsa, sistem hâlâ eksik demektir.
Çünkü adalet yalnızca kişinin cezalandırılması değil; faillerin tekrar bu yola düşmeyeceğini hissettirmesi, mağdur tarafına koruma sağlaması, topluma “bu eylem kabul edilemez” mesajını net vermesi demektir.

Sonuç Olarak…

Mattia Ahmet Minguzzi’nin davasında verilen karar önemli. Ama yeterli değil.
Toplumun vicdanı, sistemin sunduğu cevaba bakıyor:

  • Ceza bir başlangıç olmalı,
  • Süreçler şeffaf olmalı,
  • Koruma önlemleri etkin olmalı,
  • Ve her çocuğun hayatının eşit değer gördüğü bir anlayış hâkim olmalı.

24 yıl ceza…
Evet. Ama adaletin tam anlamıyla yerini bulması için daha fazlası gerekli.
“Çocuğu öldüren değil, çocukların ölmediği bir sistem” olmalı hedefimiz.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER