Bağırsaklarda enfeksiyona neden olan ve özellikle savaş veya afet gibi zor şartlarda sıkça karşılaşılan dizanteri, günümüzde hala hijyen koşullarının yetersiz olduğu bölgelerde yaygın bir halk sağlığı sorunu olarak öne çıkıyor. Genellikle şiddetli ishal, karın ağrısı, kanlı veya mukuslu dışkı gibi semptomlarla kendini gösteren bu hastalık, özellikle iki ana türüyle biliniyor: Amebik dizanteri ve basilli dizanteri.
Uzmanlar, amebik dizanterinin sıcak ve nemli bölgelerde daha sık görüldüğünü ve parazit kaynaklı olduğunu belirtiyor. Entamoeba histolytica adlı parazitin neden olduğu bu tür, su ve yiyecek yoluyla bulaşarak uzun süreli, hafif belirtilerle başlayıp ilerleyen dönemde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Basilli dizanteri ise özellikle yetersiz hijyen koşulları, kirli su ve kontamine yiyeceklerle hızlı bir şekilde yayılan bakteriyel bir enfeksiyon. Çocuklar arasında daha yaygın olan bu tür, şiddetli belirtiler gösteriyor ve hızla bulaşabiliyor.
Dizanterinin Bulaşma Yolları
Dizanteri hastalığı, genellikle kontamine su ve gıda yoluyla bulaşıyor. Özellikle kişisel hijyenin sağlanamadığı kalabalık alanlarda, enfekte kişilerin dışkısıyla temas eden yüzeyler hastalığın yayılmasını hızlandırıyor. Savaş veya afet gibi kalabalık ortamlarda bulaşma riski çok yüksek olan bu hastalık, hastalıklı bireylerin çevresinde bulunanlara da hızla bulaşabiliyor.
Hastalığın Belirtileri
Dizanteri, kanlı veya mukuslu ishal, şiddetli karın ağrısı, yüksek ateş, mide bulantısı ve kusma gibi belirtilerle baş gösteriyor. Vücutta aşırı sıvı kaybına neden olan bu hastalık, özellikle bağışıklığı zayıf olan bireylerde tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. Uzmanlar, semptomların dizanteri türüne ve kişinin bağışıklık sistemine göre değişiklik gösterebileceğini ifade ediyor.
Tedavi ve Önleme Yöntemleri
Dizanteri tedavisinde en önemli adım, vücudun sıvı dengesini korumak ve sıvı kaybını önlemektir. Bakteriyel dizanteri durumunda antibiyotik tedavisi önerilirken, paraziter kaynaklı amebik dizanteride antiparazitik ilaçlar kullanılıyor. Ancak uzmanlar, hijyenin sağlanması ve temiz su temininin hastalığın önlenmesinde en etkili yöntemler olduğunu vurguluyor.
Ellerin düzenli yıkanması ve tuvalet temizliği gibi basit hijyen kurallarına uymak,
Kirli su kaynaklarının bulunduğu yerlerde kaynatılmış veya arıtılmış su tüketimi sağlamak,
Yiyeceklerin hijyenik koşullarda saklanması ve pişirilmesi hastalığın bulaşmasını önleyebiliyor.
Tarihte Dizanteri Salgınları ve Kurtuluş Savaşı
Dizanteri, özellikle savaş dönemlerinde birçok can kaybına yol açan bulaşıcı hastalıklardan biri olarak biliniyor. Tarihin en ölümcül salgınları arasında yer alan dizanteri, Kurtuluş Savaşı sırasında da hijyen yetersizliği ve kalabalık yaşam alanları nedeniyle sıkça görülmüş ve pek çok askerin hayatını kaybetmesine neden olmuştur.
Halk sağlığı uzmanları, günümüzde de dizanteri vakalarının görülmeye devam ettiğini ve özellikle hijyen koşullarının yetersiz olduğu bölgelerde önlem alınması gerektiğini belirtiyor.
Şefiye YILDIRIM