Salur, genç BES katılımcılarının portföylerinin en az %60’ını hisse senedi fonlarına yönlendirebileceğini belirtti. Bu noktada, Borsa İstanbul’da yerli hisse senetlerinin yanı sıra yabancı teknoloji fonlarının da dikkate alınmasının önemli olduğunu ifade etti. “Gençler, biraz risk alarak servet oluşturabilirler. Ancak yaş ilerledikçe daha az riskli fonlara yönelmek mantıklı olacaktır,” diye konuştu.
Salur, BES’teki devlet katkısının önemine de değindi. “Her 100 liraya devletin verdiği 30 liralık katkı, yıllık 60 bin liranın üzerindeki katkılarla birlikte azımsanamayacak bir miktar,” diyerek, katılımcıların uzun süre sistemde kalmalarının bileşik getiriden faydalanmaları açısından kritik olduğunu belirtti.
Ayrıca, Salur, son dönemde Türkiye’nin ekonomik durumu ve Ortadoğu’daki savaş riskinin hisse senedi piyasasını nasıl etkilediğine de dikkat çekti. “Eğer bu savaş riski ortadan kalkarsa, hisse pozisyonlarının artırılması daha kolay olacaktır,” ifadelerini kullandı. Uygulanan sıkı para politikası ve faiz indirimlerinin Türkiye’nin risk primini ve kredi notunu artıracağını da sözlerine ekledi.
Son olarak, Salur, yatırımcıların en büyük handikaplarından birinin fon değişikliği yapmamaları olduğunu vurguladı. “Standart fonları seçenler alternatif fon getirilerini kaçırıyor,” diyerek katılımcıları portföylerini çeşitlendirmeye teşvik etti. Salur, yaşam döngüsü fonlarının, katılımcıların yaşlarına göre daha sağlıklı bir yatırım tercihi olabileceğini ifade etti.
Havva ERTÜRK
Kaynak:Habertürk