Huyunu suyunu bildiğin, her şeyini kendine göre hazırladığın arabanı değiştir gitsin. Yenisine sağlık. Yeni evler yapılmış öte mahallede, eski komşularını bırak gitsin. Onca yıl komşuluk ettiğin, onca yıl merhaba dediğin efradı boş ver gitsin.

Yeni ses sistemleri çıkmış, arabada düğün varmışçasına çalıyormuş al, ötekileri de yok pahasına ver gitsin. Önce plazma, sonra lcd, sonra led televizyonlar çıkmış evdeki de eskimişti zaten at onu yenisini al gitsin.

Akıp duran musluk bile batar mı adama Allah’ım, o musluğun yaklaşık otuz misli pahalı olan yeni musluklardan al gitsin. Flöresan patlamadı ama yenileri çıkmış al onları da. Evdeki domatesler bitmeden yenisi alınır mı, al gitsin.

Daha evcilik oynama yaşında ki çocuğun elindeki telefon neredeyse üç asgari ücretli maaşı kadar. Yetmedi anam değiştir gitsin. Çantaya bu ayakkabılar uymadı, aman ne olacak canım yenisini al gitsin.

Masa üstü bilgisayar taşınmıyor her yere, laptop (diz üstü bilgisayar) alalım, yok arkadaş yok daha küçükleri çıkmış onlardan da alalım.

Ya gidi ya mübarekler, zannedersin ceplerinde bir kilo altınla geziyorlar. Zannedersin iş yerlerinde yüzlerce adam çalıştırıyorlar.

O kadar yenilikçiyiz ki çağımız gençliğinin aşkları değiştirdiği gibi alıştık elimizde ne varsa değiştirmeye. Hem de tereddütsüz, sorgulamadan, araştırmadan değiştir gitsin.

Yamalı pantolonla gezen bir ecdadın çocukları olarak bu devirde yamalı pantolonla gezelim demiyorum tabii. Ama en azından işini görecek kadar bir ürünün varsa atıp yenisini almak israf değil mi arkadaş.

Her şapkaya bir gömlek, her gömleğe pantolon, her pantolona bir ayakkabı, her ayakkabıya bir çanta, her çantaya bir kemer, her kemere bir bileklik, her bilekliğe bir oje, her ojeye bir ruj, her ruja bir toka, her tokaya bir küpe, her küpeye bir kolye, her kolyeye bir yüzük.

Bakın nasıl uzuyor değil mi?

Bırakalım artık bırakalım, hayatımızı yaşayalım, sağlığımıza bakalım, başkaları için değil kendimiz için yaşayalım.

Çetin KORKMAZ

[email protected]