Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 50 bin canı toprağa vermenin acısını yaşadıklarını, tüm vatandaşlara rahmet dileğinde bulunduğunu söyledi. İslamiyet’e göre, depremlerde, sellerde, yangınlarda ve insan iradesini aşan afetlerde vefat edenlerin hükmen şehit sayılmakta olduğunu belirten Erdoğan, bilim insanları Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki depremleri asrın doğal afeti olarak tanımladığını ifade etti. Depremler dolayısıyla bölge genelinde son güncellemelerle göre, toplam 872 bin bağımsız kısımdan oluşan 311 bin binanın kullanılamaz hale geldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizde depremden hemen sonra tüm illerimizde yaptığımız ziyaretlerde bu gerçeği yerinde tespit ettik. Yıkımın büyüklüğünü bizzat kendi gözlerimizle gördük. Aynı şekilde milletimizin tüm imkanlarıyla, devletimizin tüm kurumlarıyla ilk andan itibaren deprem bölgesine koştuğuna da şahit olduk. Böylesine büyük yıkıma yol açan bir afetle mücadele sırasında insan iradesini de aşan bazı hususlar çıkabilmektedir. Gerek hava çetin kış şartlarının, gerekse depremin 11 ilimizi birden etkilemesinin çalışmalarımızı zorlaştırdığı bir gerçektir. Ama devletimizin tüm imkanlarını seferber ettiği de inkarı mümkün olmayan bir başka hakikattir” dedi.
“Deprem turisti misali burada birkaç gün arzı endam ettikten sonra sırra kadem basanların hezeyanlarını özelikle dikkate almıyoruz”
Başta Diyarbakır olmak üzere depremin vurduğu iller ve depremzede vatandaşların bunun en yakın şahidi olduğunu aktaran Erdoğan, “Deprem turisti misali burada birkaç gün arzı endam ettikten sonra sırra kadem basanların hezeyanlarını özelikle dikkate almıyoruz. Bir derde derman olmak, bir mağdurun elinden tutmak hayırlı bir iş yapmak yerine iftira atanların kendi hırslarıyla baş başa bırakıyoruz. Milletimiz bizim nasıl bir fedakarlıkla çalıştığımızı gayet iyi biliyor. Milletimiz aynı şekilde deprem yıkıntıları üzerine siyaset yapanları, siyasi rant elde etme peşinde koşanları da çok iyi biliyor. Bunlar daha önceki tüm afetlerde yaptıkları gibi geldiler, konuştular, enkaz önünde poz verdiler, daha sonra da deprem bölgesini gündemlerinden tamamen çıkardılar. Kendi yönetimleri altındaki şehirlerde deprem yaşandığında da bile bunlar mağduriyetleri giderecek hiçbir adım atmadılar. Şimdi de aynı umursamaz tavrı sergiliyorlar. Asla yapmadıkları, hiçbir zamanda yapamayacakları afaki vaatlerle depremzede kardeşlerimizin umutlarıyla oynuyorlar. Biz ise nasıl daha önceki sel, deprem yangın afetlerinde millete verdiğimiz tüm sözleri tuttuysak burada da canla, başla çalışıyoruz” diye konuştu.
“85 milyonun tamamının ebedi ve ezeli kardeşliğini güçlendirecek sayısız adım attık”
“Diyarbakır’ın yaralarını sarmak için tüm kurumlarımızla, belediyelerimizle, sivil toplum kuruluşlarımızla, hayırseverlerimizle sizlerin ihtiyaçlarını gidermenin mücadelesini veriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Burada toplam 16 bin 500 konut ve 2 bin 360 köy evi inşa edeceğiz. Diyarbakır’da toplamda 18 bin 860 konut, köy evi yaparak sizleri yeni yuvalarına kavuşturacağız. Depremin tüm izleri silinceye, hayat şehrimizde tamamen normale dönünceye kadar şehrimizden ayrılmayacağız. Göreve geldiğimiz günden beri hep sizin için çalıştık, sizin için çaba harcadık. 85 milyonun tamamının ebedi ve ezeli kardeşliğini güçlendirecek sayısız adım attık. Demokrasiden, hak ve özgürlüklere, güvenlikten kamu hizmetlerine kadar her alanda ihmalleri gidermenin, geçmişin hatalarını tek tek düzeltmenin gayretinde olduk. Siz bize güvendiniz, siz bize inandınız. En zor zamanlarımızda duanızla, desteğinizle hep yanımızda durdunuz. Bizde sizlere aşkla hizmet ettik.”
“Ülkemizde 20 yılda sessiz bir devrime imza attık”
Tehdit edilme, baskılara maruz kalınmasına rağmen Diyarbakır’ın hakkını, hukukunu korumaktan asla vazgeçmediklerini dile getiren Erdoğan, “Kandan, gözyaşından, güvensizlik ortamından beslenen tüm insanlık düşmanlarına, bütün bunlara rağmen ülkemizde 20 yılda sessiz bir devrime imza attık. Batıda hangi hizmetler varsa, batıdaki vatandaşlarımız hangi standartlardan yaşıyorsa aynı iklimi burada tesis ettik. Bu iklimin zedelenmesine kesinlikle müsamaha göstermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Bölgede terörün karanlık gölgesi kalktıkça şehirlerin huzur bulduğunu, rahata erdiğin, yatırımla, hizmetle, istihdamla topyekun bir kalkınma hamlesiyle tanıştığını kaydeden Erdoğan, “Benim Diyarbakırlı kardeşlerim artık bu şehrin güzelliklerini doya doya yaşıyor. Daha fazla teneffüs ediyor. Çocuklarımız sokaklarda özgürce koşuyor, oyun oynuyor. Gençlerimiz geleceklerine çok daha güvenle bakıyor. Diyarbakır son 40 yılda hiç olmadığı kadar huzur ve emniyet içindedir. Hiç endişe etmeyin asıl bugünün Diyarbakır’ı dününkinden daha iyiyse, daha güvenli ise, yarının Diyarbakır’ı da bugünkünden daha müreffeh olacaktır. Siyaset ve toplum mühendislikleriyle ülkemizi yeniden 80’lerin ve 90’ların istikrarsızlık iklimine sürükleme girişimlerine böyle bir sonuca varamayacaklardır” ifadelerinde bulundu.
İHA