Karatay, böbrek taşı oluşumunun halk arasında bilinen “kum dökme” şeklinde bir durum olmadığını belirtti. “Kum diye bir şey yok, böbrek taşı dehidratasyon, metabolik bozukluk ve vücudun asidik hale gelmesi sonucu ortaya çıkar” dedi.
Taşların küçük boyutta olduğunda sorun yaratmayabileceğini, ancak yerinden oynadığında dayanılmaz ağrılar oluşturduğunu ifade eden Karatay, bu durumun tıbbi olarak “renal kolik” olarak adlandırıldığını hatırlattı.

“Önemli Olan Oluşumu Önlemek”
Karatay’a göre böbrek taşları genellikle kalsiyum oksalat veya ürat taşları şeklinde gelişiyor. Bu taşların oluşumunu engellemenin en önemli yolunun bol sıvı tüketmek, sağlıklı beslenmek ve vücudu alkali tutmak olduğunu söyledi.
İdrar pH değerinin 6,5’in altına düşmemesi gerektiğini vurgulayan Karatay, İngiliz karbonatlı su tüketiminin taş oluşumunu önlemekte faydalı olabileceğini de ekledi.

Yanlış Beslenme ve İlaç Kullanımı Risk Yaratıyor
Karatay, uzun süren ishaller, ameliyat sonrası susuz kalma, şeker hastalığı, insülin direnci ve hormonal dengesizliklerin böbrek taşı riskini artırdığını belirtti.
Ayrıca gereksiz antibiyotik kullanımının mesane ve böbreklerdeki mikrobiyomu bozarak taş oluşumunu hızlandırdığını ifade etti. “Avrupa’da antibiyotik kullanımı kontrollü, ama Türkiye’de hala yaygın. Bu çok büyük bir tehlike” diye konuştu.

“Bağırsak Sağlığı Her Şeyin Temeli”
Karatay, böbrek taşı dahil birçok kronik hastalığın temelinde bağırsak florasının bozulmasının yattığını söyledi:
“Eğer bağırsaklarınız sağlıklı değilse kalp krizi, felç, kanser dahil birçok hastalık kapınızı çalar. Kronik kabızlık en tehlikeli durumlardan biridir. Her gün düzenli ve sağlıklı şekilde bağırsak boşaltımı yapılmalıdır.”
C ve D Vitamini Hakkında Yanlış Bilgi
Karatay, halk arasında dolaşan “yüksek doz C vitamini ve D vitamini böbrek taşı yapar” iddialarına da değindi. Bunun doğru olmadığını belirterek:
“Vücut alkali olduğunda ne C ne de D vitamini böbrek taşı yapmaz. Tam tersine, hücreleri güçlendirir ve taş oluşumunu önler” dedi.
Serpil ADAK

