BIKTIĞIMIZ SORULAR

Anneni mi, babanı mı seviyorsun?

Büyüyünce ne olacaksın?

Matematiği mi, Türkçeyi mi seviyorsun?

Orta okuldan sonraki sınava giren çocuğa; sınav nasıl geçti?

Hangi liseye gidiyorsun?

Üniversite sınavından kaç aldın?

Üniversitede hangi bölümü okuyacaksın?

Ehliyet aldın mı?

KPSS sınavından kaç aldın?

İş buldun mu?

Kaç lira maaş alıyorsun?

Sigortalı bir işin var mı?

Sevdiğin var mı?

Askere ne zaman gideceksin?

Evlenmeyi düşüyor musun?

Araban var mı?

Balayına nereye gideceksiniz?

Çocuk düşünüyor musunuz?

İkinci veya üçüncü çocuğu düşünüyor musunuz?

Ev alacak mısınız?

Hangi mahallede oturuyorsunuz?

Bayramda nereye gideceksiniz?

Tatilde nereye gidiyorsunuz?

Çocuğun dersleri nasıl?

Çocuk hangi üniversiteye girdi?

Çocuk iş buldu mu?

Kıza dünürcü geldi mi?

Oğlana kız buldunuz mu?

Gelin iyi mi bari?

Damadın işi var mı?

Torunun var mı?

Al işte kısır döngü aynı sorular kuşaktan kuşağa geçip gidiyor.

Sana ne Allah aşkına sana ne? Bir hâl hatır sor, sağlığını sor, hayatta mutlu mu onu sor, onun için yapabileceğin bir şey var mı onu sor.

Konuştuğun konu veya sorduğun soru karşındakinin karnını doyuruyor mu? Cebine para koyuyor mu? Sağlığını iyileştiriyor mu?

Bizleri ilgilendirmeyen onca soruyu neden sorarız ki?