Asgari ücrete “ileriye dönük endeksleme” formülü, çalışanlar için endişe verici sonuçlar doğurabilir. Hükümetin gelecek yıl için enflasyon beklentisinin yüzde 21 seviyesinde olması, çalışan kesimde ciddi gelir kaybı yaşanabileceği endişesini artırıyor. Bu yöntemle, mevcut asgari ücret olan 17 bin 2 TL’ye yüzde 21 zam yapılması halinde, 2025 yılında asgari ücretin 20 bin 572 TL’ye çıkması bekleniyor. Ancak, Türkiye’de enflasyon tahminlerinin çoğunlukla tutmaması ve gerçek enflasyonun öngörülenin üzerinde seyretmesi, bu formülün çalışanlar için yeterli bir çözüm sunamayacağı kaygısını beraberinde getiriyor.
Asgari Ücrette “İleriye Dönük Endeksleme” Ne Anlama Geliyor? Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Dr. Cevdet Akçay’ın gündeme getirdiği “ileriye dönük endeksleme” sistemi, hükümetin ve özel sektörün zam oranlarını, mevcut enflasyon yerine gelecek yıl için tahmin edilen enflasyon oranına göre belirlemesi anlamına geliyor. Ancak, mevcut ekonomik koşullarda yüksek seyreden enflasyon oranları nedeniyle, birçok ekonomist ve uzman bu uygulamanın çalışanların alım gücünde kayıplara yol açabileceğini savunuyor.
Ekonomim’in hazırladığı rapora göre, Türkiye’de asgari ücret, 2016 yılından itibaren enflasyon tahminleri doğrultusunda zamlanmış olsaydı, bugün 20 bin TL yerine yalnızca 2 bin 921 TL seviyesine ulaşacaktı. Bu durum, geçmiş yıllarda yaşanan sapmalardan kaynaklanıyor ve ileriye dönük endeksleme sisteminin çalışanların alım gücünü nasıl etkileyebileceği konusunda örnek oluşturuyor.
Enflasyon Tahminleri ve Çalışanların Alım Gücü Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara’nın sosyal medyada paylaştığı grafik ve veriler, asgari ücret artışlarının resmi tahminlerle yapılması halinde, TÜİK verilerine göre çalışanların alım gücünde önemli bir erime yaşanacağını gösteriyor. Prof. Dr. Kara’ya göre, bu sistemle çalışanların alım gücü yaklaşık yarı yarıya azalabilir. Enflasyonun etkileri her geçen yıl daha fazla hissedilirken, ileriye dönük endeksleme gibi sistemler alım gücünde kalıcı bir iyileşme sağlamıyor, aksine, var olan ekonomik sorunları daha derin hale getirebiliyor.
Türkiye’de, enflasyon tahminlerinin tutmaması ekonomik dalgalanmalara bağlı olarak sıklıkla karşılaşılan bir durum. Örneğin, 2022 yılında enflasyon oranı yüzde 70’lere ulaşarak, birçok tahminin üzerinde gerçekleşti. Bu nedenle, çalışan kesimin ekonomik şartlardan daha az etkilenmesi adına güvenilir ve gerçekçi tahminlerin yapılması gerektiği belirtiliyor.
Havva ERTÜRK
Kaynak:Onedio