Tosunoğlu yaptığı açıklamada: “Asgari Ücret Tespit Komisyonu, günlerdir aralıklarla toplanıyor. Günlerdir asgari ücretle ilgili, oluşumu itibariyle işçi ve emekçileri temsil etmeyen bu komisyon bile değil, doğrudan iktidar sözcüleri asgari ücrete dair mesajlar veriyor. Sermaye örgütleri asgari ücrete dair önerilerini talimat gibi açıklıyorlar. Asgari ücreti IMF’nin belirlediği günlerden, Goldman Sachs, Moodys gibi doğrudan uluslararası sermaye bekçilerinin asgari ücrete yön çizdiği günlere geçtik.
İNSANCA ÇALIŞMA VE YAŞAMA KOŞULLARI İÇİN BİRLEŞMEYE, MÜCADELEYE!
İTO Başkanı Şekib Avdagiç tarafından sürdürülen bölgesel asgari ücret tartışması ise uzun süredir sermayenin gündeminde…
Hükümet yanlısı, sermayenin sesi sarı sendikacıların yönettiği sendikalar; işçilerin tepkilerini görmezden gelemeyerek titrek açıklamalarda bulunuyor. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay asgari ücretin geçim ücreti olmaması yönünde doğru bir noktaya işaret ederken, asgari ücretin ne olması gerektiğine dair açlık sınırını işaret ederek, pazarlığı 14.025 liradan açacaklarını söyledi. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun oluşumunu eleştirerek, enflasyon için TÜİK’in mi, ENAG’ın mı esas alınması gerektiğine dair bir görüş bildirmeden enflasyonun üzerinde artış istediklerini söyledi.
Farklı olarak, muhtelif illerde asgari ücret talepli eylem ve etkinlikler düzenleyen DİSK ise en düşük kamu işçisi ücreti ile en düşük memur maaşı dikkate alınarak hesaplanması gerektiğini belirterek 30.000 lirayı işaret etti.
Seçimlerden sonra peş peşe açıklanan Orta Vadeli Program, 12. Kalkınma Planı ve yeni onaylanan 2024 bütçesi tekellere ve sermayeye kol kanat germenin yol ve yönteminin belgesi olmuştur. Emeğin ürettiği değerleri, halkın yarattığı ekonomik kaynakları hiç tartışmaya mahal vermeden, iktidar, teşviklerle, istisnalarla, ihale ayrıcalıklarıyla, acele kamulaştırmalarla sermayenin emrine sunarken, maliye bakanı ve merkez bankası başkanı asgari ücret tutarının ne kadar olacağını dert etmiş durumda. Önerdikleri her tedbir, uyguladıkları her para ve ekonomi politikası, işçisiyle, köylüsüyle, emeklisi, küçük esnafıyla halkın zaten sıkılmış kemerlerine yeni delikler açma yönünde olmuştur. Şimdi açıklanan, açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan, sefalet düzeyinde, 17.002 liralık asgari ücretle, milyonlarca işçi ve emekçinin aileleriyle birlikte geçinmesini istiyorlar. İşçiler ve emekçiler asgari yaşama ve asgari ücrete mahkûm değildir. İnsanca yaşama ve çalışma koşulları için birleşerek mücadele ettiğimizde durumu değiştirebiliriz. Daha önce metal işçileri, tekstil ve dokuma işçileri, TPI işçileri imzalanan sözleşmeyi değiştirdiler, mücadeleyle ek zam almayı başardılar. İnsanca yaşanacak, 4 kişilik ailenin ihtiyacını karşılayacak bir asgari ücret, yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır.
Asgari ücretin tüm bu ihtiyaçları da göz önünde bulundurarak yoksulluk sınırının üzerinde belirlendiği, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı bir düzen ancak işçi ve emekçilerin örgütlü mücadelesiyle mümkün olabilir. Şimdi bunun için birleşme ve mücadele zamanı!” ifadelerini kullandı. Şenol TORLAK