Sümela Manastırı, Trabzon’un Maçka ilçesinde, Karadağ’ın sarp yamaçlarına adeta tutunmuş bir yapıdır. Yunan Mitolojisi’ne göre Zeus’un tapınağı olduğu düşünülen bu manastır, M.S. 4. yüzyılda inşa edilmiştir. Efsaneye göre, iki rahip aynı rüyada Meryem Ana’nın ikonunu bu dağda bulur ve manastırın temelleri atılır. Bu kutsal mekân, yüzyıllardır bir ibadet ve gizem kaynağı olarak görülmektedir.
Sümela’nın Gizli Geçitleri ve Sır Odaları
Manastırın en dikkat çekici özelliklerinden biri, yerin altına uzanan gizli geçitleridir. Bu geçitler, bir zamanlar keşişlerin saklanma ve kaçış rotaları olarak kullanıldığına inanılan gizli tünellerle doludur. Ayrıca, manastırın içinde bulunan gizli odaların, değerli eserleri ve belgeleri koruma amacıyla yapıldığı düşünülmektedir. Bu geçitler ve odalar, Sümela’nın hala çözülememiş sırları arasında yer alıyor.
Mistik Duvar Resimleri ve Freskler
Sümela Manastırı’nın içi, Bizans dönemi duvar resimleri ve fresklerle süslenmiştir. Bu resimler, İncil’den sahneler ve Meryem Ana’nın mucizeleri gibi dini motifler içermektedir. Freskler, her ne kadar zamanla yıpranmış olsa da, hala ziyaretçilere manastırın mistik atmosferini hissettirmektedir. Uzmanlar, fresklerdeki bazı sembollerin hala çözülememiş olduğuna dikkat çekiyor, bu da manastırın gizemini bir kat daha arttırıyor.
Sümela’nın Efsaneleri ve İnanışları
Manastır, sadece bir dini yapı olmanın ötesinde, birçok efsaneye de ev sahipliği yapar. Bu efsanelerden biri, manastırın içinde bulunan kutsal suyun şifa verdiğine inanılmasıdır. Bir diğer efsane ise, manastırın kayalıklarına hazine saklandığına dairdir. Hazine avcılarının birçok kez bu hazineyi bulmak için kazılar yaptığı bilinse de, Sümela hâlâ sırlarını da korumaktadır.
Havva ERTÜRK