Türkiye genelinde Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart Çarşamba günü gözaltına alınmasının ardından yaşanan tepkiler, ülkenin dört bir yanında yankı buldu. Üç gündür, vatandaşlar ve özellikle genç eylemciler, gözaltı uygulamalarına karşı sokaklara dökülerek tepkilerini dile getiriyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Çanakkale ve Antalya’da düzenlenen protesto eylemlerinde, sabah ev baskınları sonucunda çok sayıda öğrenci gözaltına alındı.
İlk günlerde sokaklara çıkan vatandaşlar, meydanlarda toplanarak gözaltı uygulamalarına ve haksız müdahalelere karşı seslerini yükseltti. Polis güçlerinin, protestoculara karşı toma ve biber gazı kullanması, olayın boyutlarını artırırken, yetkililer tarafından düzenlenen operasyonlarla birlikte ev baskınları başladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 21 Mart akşamı yaptığı açıklamada, 97 kişinin gözaltına alındığını belirtti.
Emek hareketlerine yakın görüşte olan bazı muhalefet isimleri ise bu uygulamaları sert bir şekilde eleştirdi. Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı İskender Bayhan, İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok ilde genç eylemcilerin ev baskınlarıyla gözaltına alındığını ifade etti. Bayhan, “Bu tür uygulamalar, toplumun demokratik iradesini kırmaya yönelik sistematik bir baskı mekanizmasının parçası haline geldi” diyerek tepkisini dile getirdi.
Türkiye İşçi Partisi’nden de açıklamalar gelmeye başladı. Parti üyesi Yunus Başaran, sabah saatlerinde gözaltına alındığını sosyal medyada duyururken, Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Antalya, İzmir ve diğer şehirlerde de ev baskınlarının yapıldığını ve bu durumun zulüm boyutuna ulaştığını söyledi. Baş, “Halkın iradesini kırmaya yönelik bu baskılar, demokratik haklarımızı zedeliyor. Gözaltı altındaki arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Öğrenciler, üniversitelerde başlayan protestoların bir uzantısı olarak sokaklara döküldü. İstanbul’da dün “memleket ve üniversiteler bizim” sloganlarıyla başlayan eylemler, bugün ev baskınlarıyla kesintiye uğradı. Üniversite öğrencileri, özellikle Taksim ve diğer merkezlerde yaşanan olaylar nedeniyle gözaltına alınırken, hukuk camiası ve sivil toplum kuruluşları da bu müdahalelere sert tepki gösterdi.
Gözaltı uygulamalarının yoğunlaştığı diğer illerde, özellikle Ankara, İzmir ve Çanakkale’de genç eylemcilerin tutuklanması, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Bu durum, toplumun adalet, ifade özgürlüğü ve toplanma hakkı üzerine yeniden ciddi tartışmalara yol açarken, yetkililer tarafından yapılan operasyonların da hukuki dayanakları sorgulanmaya başlandı.
HABER MERKEZİ