İran’da Halkın Mücahitleri Örgütü (HMÖ) üyesi oldukları iddia edilen Mehdi Hasani ve Behruz Ehsani adlı iki kişi, İran Yüksek Mahkemesi tarafından verilen idam kararının infazıyla sabaha karşı cezaevinde asılarak idam edildi. Tesnim Haber Ajansı’nın geçtiği bilgiye göre, söz konusu şahıslar el yapımı havan rampaları ile kamuya ait binalara ve eğitim kurumlarına saldırı düzenledikleri gerekçesiyle “bağy” suçu kapsamında yargılandı. Aynı zamanda “terör örgütüne üyelik” ve “kamu güvenliğini tehdit” gibi suçlamalar da dava dosyasına eklendi.
Yüksek Mahkeme infaz kararını onayladı
İran yargı organlarının yazılı açıklamasına göre, sanıkların dosyası uzun süredir incelenmekteydi. Yüksek Mahkeme, alt mahkemelerce verilen idam kararlarını onayladı ve infaz sabah erken saatlerde gerçekleşti. İran’da terör faaliyetlerine karşı uygulanan sert yargı politikası, bu iki örnekle birlikte uluslararası kamuoyunun dikkatini bir kez daha çekti.
Halkın Mücahitleri Örgütü’nün geçmişi
Halkın Mücahitleri Örgütü, 1965 yılında Şah rejimine karşı kurulan ve ilk zamanlarda “İslamcı sosyalist” bir ideolojiyle yola çıkan bir hareketti. Ancak ilerleyen yıllarda daha seküler ve sosyalist düşüncelere yönelen örgüt, 1979’daki İran İslam Devrimi’nin ardından yeni rejimle de ters düştü. İran yönetimi 1981 yılında HMÖ’yü terör örgütü ilan etti. Örgüt, bu süreçte İran’da hem sivil hem de askeri hedeflere yönelik çok sayıda saldırı gerçekleştirdi. Ancak yıllar içinde uluslararası arenada örgütün statüsü değişti. Avrupa Birliği 2009’da, ABD ve Kanada ise 2012’de Halkın Mücahitleri Örgütü’nü terör listesinden çıkardı.
Türkiye’de de idam talebi gündemde
İran’daki bu infaz kararı, Türkiye kamuoyunda da yankı uyandırdı. Sosyal medyada birçok kullanıcı, Türkiye’de terör suçluları, mafya liderleri, çocuk istismarcıları ve kadın cinayetlerinin failleri için idam cezasının geri getirilmesi yönünde taleplerini dile getirdi. Özellikle son yıllarda artan şiddet vakaları ve organize suç çeteleriyle ilgili haberler sonrası, toplumda idam cezasına olan destek dikkat çekici oranda arttı.
İran örneği tartışmaları büyütebilir
İran’ın gerçekleştirdiği infazlar, Türkiye’de bu konuda atılabilecek adımlar açısından örnek gösteriliyor. Her ne kadar hukuk sistemleri farklılık gösterse de, toplumsal taleplerin benzerliği dikkat çekiyor. Bazı kesimler, İran gibi ülkelerin iç güvenliği sağlamak adına uyguladığı sert yöntemleri örnek alarak, Türkiye’nin de benzer caydırıcı hamlelerde bulunması gerektiğini savunuyor. Ancak hukukçular, bu tür uygulamaların kısa vadeli çözümler üretse de, uzun vadede sistemsel adalet reformlarına ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Türkiye’de suçun önlenmesi, adil yargılama ve ceza infaz sisteminin etkinleştirilmesi gibi alanlara daha fazla odaklanılması gerektiği vurgulanıyor.
HABER MERKEZİ

