Muhabir Ömer Faruk ALA:
Mimarlık kariyerinize nasıl başladınız?
Mimar Elif ŞENCAL:
19 Mayıs Üniversitesi Mimarlık Fakültesini 1. Likle bitirdim. Ardından Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü, Bina alanında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Yüksek lisans eğitim sürecimde çeşitli yarışmalara katıldım, 1.lik ve 3.lük ödülleri kazandım. Bu süreçler içerisinde projeler üretmeye de devam ettim ve Açık Atölye Mimari Tasarım, Araştırma ve Uygulama Ortamı’nı kurdum. Özetle tüm bu süreçler birbirinin içerisine geçti ve birbirlerini de beslediler.
Ancak sürecin başlamasında en önemli ögenin yarışmalar olduğunu söylemeyi mümkün görüyorum. Okul bittikten sonra Ankara’ya gittim, oradaki yarışma ortamı beni çok etkilemişti. Döndüğümde mezun olduğum okuldaki hocalarıma yarışma yapmayı teklif ettim ve keyifli bir süreç geçirdik. Sonrasında yüksek lisans için Ankara’ya gittim ve bir süre yaşadım. Yarışmaya birlikte katıldığımız hocalarımdan birinin ailesine ev yapacağını bunu birlikte deneyimlemek istediğini söylemesiyle birlikte kendimi Samsun’da buldum. Yüksek lisans, yarışmalar, projelerle birlikte yoğun bir dönem geçirdim.
Muhabir Ömer Faruk ALA:
Mimarlık eğitiminiz sırasında öne çıkan deneyimleriniz nelerdir?
Mimar Elif ŞENCAL:
Mimarlık eğitimi içerisinde de sonrasında da etkileşimleri çok kıymetli buluyorum. Dolayısıyla özellikle benim gibi Anadolu’da eğitim görmüş bir öğrencinin gözünden atölyeleri, eğitimleri, seminerleri önemsiyorum. Özellikle Ankara ve İstanbul’da atölyelere katıldım. Başka bir şehirde, başka üniversite ve eğitim sistemini deneyimleyen öğrencilerle tanışmak yüzey alanımı genişletmişti. Yeni tanışıklıklar edinmiş, bakış açımı geliştirmiştim. Nitekim yüksek lisans eğitimimi Ankara’da yapmak istemem de bundan sebepti.
Muhabir Ömer Faruk ALA:
Sizi mimarlık alanına çeken şey nedir?
Mimar Elif ŞENCAL:
Mimarlık birçok disiplini bir araya getiren, çok yönlü bir alan. Toplumun bireylerinin kendisine ait ögeler de bulabileceği bir meslek örgütü. Bundan sebep bu alanda herkesin fikri de mevcut. Ben bu etkileşim alanı ve çok yönlülük durumundan etkileniyorum. Değişken, devingen ve öngörülemeyen durumlar bu alana dair heyecanımı da diri tutuyor.
Muhabir Ömer Faruk ALA:
Şimdiye kadar üzerinde çalıştığınız en önemli veya en keyif aldığınız proje nedir?
Mimar Elif ŞENCAL:
Projelerimin hepsine önem veriyorum. Ancak bir şey söylemem gerekirse o dönem içerisinde benim için yeni olan şeylerin en keyif aldığım projelere dönüştüğünü söyleyebilirim. Samsun’da uzunca bir süre konut projeleri yaptım. Kişiye özel çalışmak; bir evi hikayesiyle birlikte baştan sona ele almak ve ortaya koymak oldukça keyifliydi. Sonra daha büyük ölçekte işler deneyimledim. Fabrika ve idari bina gibi projeler yaptım. Tüm bunları yaparken sonucunu ön göremediğim yarışmalar yapmak bir anlamda havaya taş atıp düşmesini beklemek de bana çok şey kattı. Şuanda en büyük heyecanım ise taş yapıları deneyimliyor olmak. Karadeniz coğrafyasında bolca karşımıza çıkan ancak günümüzde bir talebe dönüşemeyen bu yapılar Balıkesir – Ayvalık için olağan bir hal almış. Böyleyken tasarımından inşaatına kadar bunu deneyimliyor olmaktan keyif alıyorum. Yarın karşıma yeni bir durum çıktığında muhtemelen keyif aldığım şeylerin de odağı değişecektir.
Muhabir Ömer Faruk ALA:
Mimarlıkta öne çıkan belirli bir alan veya uzmanlık alanınız var mı?
Mimar Elif ŞENCAL:
Doğal yapı mimarisiyle ilgili birçok eğitim aldım. Yerel dokuda, bugüne ait yapılar üretmek oldukça önem verdiğim bir durum. Hem eğitimlerimi pratik etmek hem de coğrafya, malzeme ve insan sosyolojisi tanımak çok anlamlı. Yapı ustalığı ve yere özgü detaylar üretmek, malzemeyi bugüne göre yeniden düşünebilme beceri kıymetli bir bilgi. Bu bilgiyi aktarabileceğim ve geliştirebileceğim bir alan oluşturmak isterim. Ancak tüm bunları yaparken ‘Dijital Deneyim’ üzerine de tez yazdım. Mimarlık alanına katkısını ve mekansal deneyimleri ne yönde değiştireceğine ilişkin araştırmalarda bulundum. Hepsini bir potada eritmem mümkün olabilir ancak şuanda tam anlamıyla bir uzmanlık alanım olduğunu söylemem mümkün değil.
Muhabir Ömer Faruk ALA:
Belirli bir projeye başlamadan önce genellikle nasıl bir araştırma ve planlama süreci uygularsınız?
Mimar Elif ŞENCAL:
Önceliğim yeri keşfetmek olur. Bugün mimari bağlamda çok da önemsenmeyen bir konu maalesef ki. Çevremizde güneş almayan, doğal havalanmayan, bölgenin sosyolojisine hiç de uymayan yapılar görmekteyiz. Tüm bunlar başlı başına mutsuzluk nedeni. Bu sebeple yeri anlamayı; coğrafyasıyla, güneşiyle, rüzgarıyla, insanıyla bölgeyi çözümlemeyi önemserim. Yapı yapılacak sahada; korunabilecek, dönüştürülebilecek ögeler varsa onları tasarım ögesi haline getirmeye çalışır, planlama sürecime dahil ederim.
Mimari hizmeti alan bireyler ne istediklerini bildiklerini düşünüyor olabilirler. Ancak mimarların, işverenlerinin kendileri için tahayyül edemediği detay ve yaşam örgüsünü yine kullanıcıya, beklediğinin çok da ötesinde sunması gerektiğine inanıyorum. Bu sebeple kullanıcının ne beklediğini ve ne istediğini anlamaya çalışmak da bu noktada oldukça önemli. Ve tabii ki bütçe. Ekonomik beklentilerin önemli olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Öyle olmasa bile dünyanın kaynaklarını tüketiyoruz. Bu sebeple doğru malzeme ve detay seçimiyle birlikte bütçeyi de hesaba katmak planlama içerisindeki önemli girdilerden birisi.
Muhabir Ömer Faruk ALA:
Tasarımlarınızda belirli bir estetik veya felsefi yaklaşım var mı?
Mimar Elif ŞENCAL:
Tasarımlarımda; yalan söylemeyen, malzemeyi olduğu gibi ortaya koyan ve ortaya koyduğu şeyin üzerine çok da bir şeyler eklemeyen bir tavır olduğunu söyleyebilirim. Esasen felsefi yaklaşımım da buna hizmet ediyor. Dokuya eklemlenen, çevresindeki yapılara saygı duyan, mümkünse kendi enerjisini kendisi üreten yapılar yapmayı önemsiyorum. Korunması gereken bir yapı varsa onu yıkmak ve yeniden yapmak yerine dönüştüren ve geliştiren; böylelikle daha az kaynak tüketen, kent için hafızaya sahip olan yapıları kentliye geri veren süreçler üretmeyi doğru buluyorum.
Muhabir Ömer Faruk ALA:
Tasarımın ortaya konulması aşamasında nasıl bir çalışma yöntemi geliştiriyorsunuz? Projenin üretimi esnasındaki pozisyonunuz nedir?
Mimar Elif ŞENCAL:
Tasarımları oluşturulurken bütüncül çalışmaktayız. Bir yapıyı; strüktürü, iç mekanı, cephesi, peyzajı, kurumsal kimliği, aydınlatma tasarımları, belki bir kapının kulbu gibi detay noktasında çalışmalar yaparak üretmekteyiz. Bu noktada tüm bu tasarımları yapmak kadar uygulama sürecini de takip etmeyi önemli buluyorum. Bu sebeple uygulama sürecini takip edemeyeceğimiz işleri almamaya özen gösteriyoruz.
Muhabir Ömer Faruk ALA:
Büyük projelerde ekip çalışması ve işbirliği konusundaki deneyimleriniz nelerdir?
Mimar Elif ŞENCAL:
Esasen her ölçekte oluşturulan proje için ekip çalışması önemli. Açık Atölye, isminden de anlaşılacağı üzere; iş birliklerine, kolektif çalışmaya ve mekansal deneyime açık olan bir ofis olarak oluşturuldu. Proje bazında ekip büyüyüp küçülebiliyor. Bu noktada farklı becerilere sahip insanlara doğru görev dağılımını yapmak ve süreci yönetmek gerekebiliyor. Böylelikle çok yönlü çalışılabilen ve herkesin birbirinden öğrendiği ortamlar oluşuyor.
Muhabir Ömer Faruk ALA:
Diğer profesyonellerle (mühendisler, peyzaj mimarları, vb.) nasıl etkileşimde bulunuyorsunuz?
Mimar Elif ŞENCAL:
Hali hazırda projelerde ortaklık yaptığımız bir inşaat mühendisi ortağımız var. Proje süreçlerini birlikte yönetiyoruz. Proje hangi mühendislik alanlarını kapsıyorsa ön proje aşamasında görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Çünkü bu kararlar projenin tasarım sürecini de etkiliyor. Önceden kurgulanmayan mühendisliğe ait detaylar, bitmiş ve ince detayların ortaya konulmasını zorlaştırılabiliyor. Bunların haricinde özellikle konut projelerinde bölgeye ait peyzaj kurgulamak ve toprağa zarar vermemek adına bir takım çalışmalar yapıyoruz. Bu aşamada bir permakültür uzmanından destek almayı uygun görüyoruz.
Muhabir: Ömer Faruk ALA
Editör: Burcu DEMİR