Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntılarla sallanan bölge, Marmara’daki fay hatlarının geleceğiyle ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi. Türkiye’nin en çok konuşulan deprem uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un son uyarıları ise dikkat çekici. Özellikle İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi’ni kapsayan açıklamalar, büyük bir tehlikenin yaklaşmakta olduğunu gösteriyor.
Adalar Fayı Tehlike Saçıyor
Uzmanlar, Marmara Denizi’nin altından geçen Adalar fay hattında 1999 yılından bu yana biriken enerjinin kritik seviyelere ulaştığını belirtiyor. Bu fay segmenti, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun doğu kolu üzerinde yer alıyor ve iki kıtayı birbirinden ayıran hat olması nedeniyle özel bir öneme sahip. Adalar segmentinde oluşan “sismik boşluk” yani uzun süredir kırılmayan fay hattı, enerjinin patlamaya hazır bir şekilde biriktiğine işaret ediyor.

17 Ağustos Depremi Zincirleme Kırılmayla Gerçekleşmişti
Marmara’daki fay sistemlerinin ne kadar karmaşık ve tehlikeli olduğu geçmiş depremlerle de kanıtlandı. 17 Ağustos 1999 depreminin yalnızca tek bir noktadan değil, domino etkisiyle birbirini takip eden kırılmalar sonucu oluştuğu biliniyor. Sapanca’dan başlayan kırılma Gölcük’te büyük şoku yaratmış, ardından Akyazı, Karadere ve Elmacık Dağları çevresinde yeni stres birikimlerine neden olmuştu. Bu zincirleme kırılmalar, Marmara’nın batısındaki fayların da risk altında olduğunu ortaya koyuyor.
Yalova ve Çınarcık Hattı da Sessizliğini Koruyor
1999 depreminin ardından Yalova ve Çınarcık açıklarında meydana gelen yüzlerce artçı sarsıntı, o dönemde bölgedeki enerjinin ne denli yüksek olduğunu ortaya koymuştu. Ancak aradan geçen on yıllar boyunca bu hatta yeni ve büyük bir kırılma yaşanmadı. Sessizliğini koruyan bu alanlar, potansiyel bir depremle yeniden gündeme gelmeye aday.
Kuzey Anadolu Fayı Yanlış Biliniyor
Marmara’daki deprem tehlikesi çoğu zaman Kuzey Anadolu Fayı’nın İznik Gölü ya da Bursa Ovası üzerinden geçtiği düşüncesiyle yorumlanıyor. Ancak son analizler, bu bilginin doğru olmadığını ortaya koyuyor. Marmara’daki asıl tehlike, doğu kolu üzerinde bulunan ve 1894 ile 1999 yıllarında kırılan Adalar fay hattı üzerinde yoğunlaşıyor. Bu hat, İstanbul’a oldukça yakın bir konumda bulunuyor ve olası bir kırılma durumunda milyonlarca insanı doğrudan etkileme potansiyeline sahip.

İstanbul İçin En Kötü Senaryo Gündemde
Uzman değerlendirmeleri, Marmara Denizi merkezli bir depremin İstanbul’da 7.0 ve üzeri şiddetinde hissedilebileceğini öngörüyor. Bu senaryo, şehirde yapı stokunun büyük bir kısmının depreme dayanıksız olduğu gerçeğiyle birleştiğinde ciddi sonuçlar doğurabilir. Ulaşımdan altyapıya, iletişimden sağlık hizmetlerine kadar pek çok hayati sistemin sekteye uğraması ihtimali üzerinde duruluyor.
Hazırlık Şart: Zaman Daralıyor
Deprem uzmanlarının uyarılarına göre, olası bir Marmara depremi an meselesi. Özellikle İstanbul ve çevresindeki yerleşim alanlarında afet planlarının güncellenmesi, kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlandırılması ve halkın bilinçlendirilmesi artık ertelenmemesi gereken adımlar arasında yer alıyor. Marmara’daki bu sessizlik, büyük bir fırtınanın ayak sesleri olabilir.
Büşranur AKDAĞ

