Günümüz gençliği ve çocuklar, bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan marka özentisi ile yetişiyor. Marka özentisi artık çocuklara kadar inmiş durumda. Öyle ki, daha ilkokula giden bir çocuk bile giyim eşyalarının bilindik markalar olması için ailesine baskı yapabiliyor. Tahmin edilebileceği üzere marka özentisinin çocuk yaşlara kadar inmesinin en büyük faktörü, sanal ortamda ve televizyonlarda yayınlanan reklamlar. Maddi durumları müsait olan aileler çocuklarına ulusal yada uluslararası markalı ürünleri aldığında gençler ve çocuklar bu ürünleri sosyal medya mecralarında yada bizzat arkadaşlarına gösterip teşhir ediyor. Tabi bu durum tüm arkadaşları arasında özentiye neden oluyor.
KİBİRLİ VE BENCİL BİR NESİL YETİŞİYOR!
Uzmanlara göre, marka özentisi ile yetişen çocuklar ile gençlerin kibirli ve bencil bireyler olarak yetişmeleri kaçınılmaz oluyor. Aileler çocuklarına yerel markalı ürünler aldığında çocukların büyük bir kısmı üzerindeki markaya bakıp adeta burun kıvırıyor. Bazı aileler ise çevresindekilere gösteriş yapabilmek adına çocuklarını marka ürünlerle donatıyor ve marka hastası olmalarına zemin hazırlıyor. Balıkesir’de de yüksek oranda gözlenen marka özentisinden en büyük faydalananlar ise AVM’ler oluyor. AVM’lerdeki ulusal ve uluslararası markaları satan mağazalar sürekli müşteri popülasyonuyla mutlu olurken, şehrin yerel esnafı da ayakta kalma savaşı veriyor.
MARKA HASTALIĞININ ÖNÜNE GEÇİLEMİYOR!
Büyük markalar, her mevsim bir ürünü trend ürün olarak gösterip ön plana çıkartan reklam çalışmaları yürüterek satış sürekliliği ve bağımlılık taktikleri uyguluyor. Dönemsel ‘Moda’ adı altında trend hale getirilen büyük markalı ürünler kapış kapış satılırken, gençler ve çocuklar aynı tip ürünlerle şehirlerde dikkat çekiyor. Özellikle marka giysi hastası gençler, aynı tarz, aynı marka ve hatta aynı renk kıyafetlerle zaman zaman komik durumlara düşüyor. Marka hastalığı, dar gelirli aileleri büyük bir çıkmaza sokarken, yerel esnafı da yıkıp yok ediyor. Öyle ki, sadece Balıkesir’de bile son yıllarda çok sayıda yerel marka kapısına kilit vurmuş durumda. Marka hastalığının önüne geçilemiyor.
AİLELER MARKA HASTALIĞINDAN ŞEKİYETÇİ
Bilgi topladığımız çok sayıda Balıkesirli aile ise, çocuklarının marka hastalığından mustarip. Aileler, “Çocuklarımız reklamlardan yada arkadaşlarından gördükleri pahalı marka ürünleri almamızı istiyor. Ev bütçemizden kısıp onların isteklerini yerine getirmeye çalışsak ta buna yetişemiyoruz. İstedikleri markaları alamadığımızda ise çocuklarımız ailelerinden soğuyup iç dünyalarına bizi almıyor. Evlerimizde huzursuzluklar yaşanıyor. Pek çok ailenin de marka ürün takıntısı var. Onlar da çocukları ve gençleri marka hastası olarak yetiştiriyor. Bu konuda toplumsal bilinç ile hareket edilmesi, tedbirler alınması gerekiyor. Ailelerin alacağı önlemler başta olmak üzere devletin de konuyla ilgili kamu spotlarıyla destek olması gerekiyor. Böyle giderse ailelerinden kopuk, marka hastası bir nesil oluşması kaçınılmaz” dedi.
ESNAF VE BUTİK ÜRETİCİLER YOK OLUYOR!
Çocuklar ve gençlerin marka hastalığı nedeniyle atalarından yadigar olan yerel işletmeleri kapatma noktasına gelen Balıkesir’deki pek çok esnaf ta, hassasiyetlerini dile getirerek tavsiyelerde bulundu. Esnaf, “Son yılların en büyük olumsuzlukları arasında marka hastalığı geliyor. İnsanlar marka tutkunu oldu. Aldıkları bir eşyayı özellikleriyle değil ilk başta markasıyla çevresindekilere anlatıyorlar. Bu bencillik gençleri ve çocukları etkilemiş durumda. Pahalı marka tercihleri yeni neslin hastalığı. Bizler yerel esnaf olarak o pahalı markalardan daha kaliteli ürünler üretip satsak ta sadece marka tutkusu nedeniyle ürünlerimiz haflarda kalıyor. Hal böyle olunca da yerel esnaf ve butik üreticiler yok oluyor. Bizler az sayıdaki bilinçli yetişkinlere hizmet eder duruma gelsek te daha fazla dayanamayız. Yetkililerin artık bu konuda hassasiyet göstermeleri gerekiyor” şeklinde yorumlar yaptı.
Burcu DEMİR