Annesiyle birlikte en son 25 yıl önce pikniğe gittiğinde dışarıya çıkabildiğini söyleyen Ayşe Arslan, “24 saatim hep bu odada geçiyor. Yani dışarıya çıktığım zaman sokakta bir sokak köpeğini görmek bile insana çok değişik geliyor. O kadar hoş geliyor ki benim mesela şey dikkatimi şu çekiyor. Benim özürlülüğüm bizim apartmanın bahçe kapısına indiğimiz zaman orada bitiyor. En son parka geçen ay gittim. O kadar güzeldi ki çamları görmek; böyle kuşlar, hayvanlar. Çocukları parkta izlemek çok güzeldi” dedi. Altıeylül’ün Bahçelievler Mahallesinde oturan Ayşe Arslan ve Fatoş Arslan kardeşler doğuştan bedensel engelli. Fatoş Arslan 2006 yılına kadar zor da olsa ayakta durabilirken, sonrasında bu yetisini kaybetmiş durumda. Yaklaşık 6 ay önce babalarını kaybeden Arslan kardeşlerin kişisel bakım ve ihtiyaçlarını ise 80 yaşındaki anneleri Süreyya Arslan karşılıyor. Kanser nedeniyle bir göğsü alınan ve menüsküs nedeniyle ayakta yürümekte zorlanan Süreyya Arslan, çocuklarının çocuklarını evden dışarıya çıkaramasa da, ev içinde kucaklayıp, ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor.
‘MÜEBBET EV HAPSİNDEYİM’
Doğuştan bedensel engelli olduğunu söyleyen abla Ayşe Arslan evden gönlünce çıkabildiği günlere biran önce kavuşmak istediğini söyledi. Annesi sayesinde hayatlarını sürdürebildiklerini söyleyen Arslan, “Yürüyemiyorum, evin içindeyim. Yani müebbet ev hapsi yaşıyorum. Her şeyimi annem yapıyor. Kendim hiçbir şeyimi yapamıyorum. Allah razı olsun. Yemek, içmek, lavabo ihtiyacım, uykum her şeyimi annem yapıyor. Evimiz 4’üncü kat olduğu için bizi evimizden çıkardılar mı kendimi normal insan gibi hissediyorum” dedi.
YILDA 2 DEFA SOKAĞA ÇIKABİLİYOR
Yılda en fazla 2 defa dışarı çıkabildiklerini belirterek sözlerine devam eden Ayşe Arslan, “Çıkaran insan için çok zor oluyor. İnsan üzülüyor çünkü beni yukarıya indirip çıkardıkları zaman nefessiz kalıyorlar. 4 kat merdiven inip çıkmak çok zor oluyor. En son kuaför için bir arkadaşımız götürdü beni Allah razı olsun. Kuaföre gittik, parka götürdü. Ondan sonra getirdi. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Vallahi hava çok güzeldi. Park çok güzeldi. Normal insanlar gibi 1-2 saat dolaştırdı sağ olsun beni. Özürlü bir insanı 4 kat merdiven çıkarmak çok zor oluyor” diye konuştu.
ÇOCUKLARI PARKTA İZLEMEK ÇOK GÜZEL
Annesinin yetişebildiği oranda hareket edebildiğini söyleyen Arslan, “Annem benim yemeğimi yediriyor, kahvaltıya götürüyor, bu odaya getiriyor. 24 saatim hep bu odada geçiyor. Yani dışarıya çıktığım zaman sokakta bir sokak köpeğini görmek bile insana çok değişik geliyor. O kadar hoş geliyor ki benim mesela şey dikkatimi şu çekiyor. Benim özürlülüğüm bizim apartmanın bahçe kapısına indiğimiz zaman orada bitiyor. En son parka geçen ay gittim. O kadar güzeldi ki çamları görmek; böyle kuşlar, hayvanlar. Çocukları parkta izlemek çok güzeldi. Bizim evimizde gördüğüm tek şey gökyüzü başka hiçbir şey yok. En son 25 yıl önce kardeşim bizi pikniğe götürmüştü. Hep beraber o zaman dışarı çıkmıştık” dedi.
‘ŞANSIMI DENEMEK İSTİYORUM’
2006 yılına kadar evin içinde hareket edebildiğini söyleyen Fatoş Arslan, sonrasında bu yetisini de kaybettiğini belirtti. Fatoş Arslan, “Kontrole gittiğimizde omurilik dediler, bizi aşar dediler, başka yerlere gitmemizi söylediler ama onu da yapamadık. Hastalığımın neden olduğunu tam olarak bilmiyorum ve öğrenmek, tedavi olanağım varsa olmak istiyorum. Yurt dışı bile olsa öyle bir kez doktora gitmek, şansım varsa denemek istiyorum. Evin içinde her şey zor. Dışarıyı görmüyorsun. Resmen hapishane gibi yaşıyorsun. Annemin yardımı olmasa kendimiz bir şey yapamayız. En son hastaneye gitmek için dışarıya çıkmıştım. İnsanlar için de çok zor oluyor. Dışarıyı görmek bile o kadar güzel ki, ben güneşi bile göremiyorum. Parka gidip dışarıya çıkma çok güzel. Artık annemin ve bizim hayatımızın kolay olmasını istiyorum” diye konuştu.
ASANSÖRLÜ BİR EVDE, DIŞARIYA ÇIKABİLMEK İSTİYORLAR
Şuan yaşadıkları 4. kattaki evlerinin babalarından kaldığını ve üzerinde icra bulunduğunu söyleyen Arslan kardeşler, kimseye yük olmadan ve özgürce evlerinden çıkabildikleri bir yaşam istediklerini belirtiyor. Arslan kardeşler, “Evimiz 4. katta olunca insan en fazla yılda 2 defa dışarıya çıkabiliyor. Bir kuaföre gitmek için bir de hasta olursak. Güvenlik korkumuz olmadan, 2 veya 3. katta asansörlü bir evde, annemizle beraber markete gitmek, parka gitmek, fırına ekmek almaya gitmek istiyoruz” diye konuştular. Burcu DEMİR