Burada sabah namazını kıldıran ve Kur’an-ı Kerim okuyan Başkan Erbaş, namaz sonrası yaptığı konuşmada, Allah’ın insanoğlunu yarattıktan sonra onu aklıyla baş başa bırakmadığını vahiyle desteklediğini ifade ederek, “Hz. Adem hem ilk insan hem de ilk Peygamber. Bundan şunu anlıyoruz; Peygamberlik olmadan toplumlar, insanlar doğruyu tam anlamıyla bulamazlar, hakikate ulaşamazlar. İşte bunun için Cenab-ı Hak binlerce peygamber göndermiştir.” dedi.
Başkan Erbaş, Hz. Yuşa’nın da binlerce Peygamberden birisi olduğuna dikkati çekerek, “Hz. Yuşa’nın ismini taşıyan bu camide buluşmamızın, birlikte ibadet etmemizin sembolik bir anlamı vardır. Çünkü rivayetlerden öğrendiğimize göre o Hz. Musa’nın yanında ona yardımcı olan bir gençtir ve İsrailoğulları’na gönderilen Peygamberlerden birisi olduğu tahmin edilmektedir.” diye konuştu.
“İsrailoğulları’nın tıyneti masum insan, bebek demeden katletmek”
Peygamberlerin İsrailoğullarıyla asırlarca mücadele ettiğini belirten Başkan Erbaş, “İsrailoğulları, bazı Peygamberleri yerlerinden, yurtlarından kovmuşlar, bazılarını da katletmişlerdir. Bugün Filistin’de katliam, soykırım yapıyorlar. Bu kavmin tıyneti azgınlık yapmak, Peygamberlerine karşı çıkmak, gerekirse masum insan, bebek demeden katletmek. Biz onların bu özelliklerini anlatmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Duruşunuzu belli edin”
Başkan Erbaş, sözlerine şöyle devam etti: “Peygamber Efendimizin (s.a.s.) bizlere tavsiyesini yerine getirerek, bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle düzeltiniz. Elinizle düzeltemezseniz dilinizle düzeltiniz. Dilinizle düzeltemezsiniz kalbinizle buğz ediniz. Yani o kötülüğe karşı durunuz, duruşunuzu belli ediniz. Bu duruşu küçümsemeyin, ne faydam oluyor ki demeyin. Bu hadis-i şerifin gereğini yerine getiriyoruz. Herkes gücü nispetinde bu hadisi şerifi yerine getirir. Elimizden daha fazlası gelse de anında bu zulme engel olsak. Allah onu da bize nasip etsin.”
“Katliamın durması bizim gücümüze bağlı”
Müslümanlara yapılan zulümlerin durması için Müslümanların birlik olması gerektiğini söyleyen Başkan Erbaş, “Filistin’de akan kanın, zulmün ve katliamın durması bizim gücümüze bağlı. Bugün güç konuşuyor ve gücü elinde bulunduranların kılıcı kesiyor. Onun için bizim daha güçlü olmamız lazım. Devlet ve millet olarak birliğimizi, beraberliğimizi korumamız lazım.” şeklinde konuştu.
“Sesimizi her zaman duyurmaya devam edeceğiz”
Başkan Erbaş, düşmanlara karşı milleti uyandırmak için camilerden, kürsülerden, salonlardan, her yerden seslerini duyuracaklarını belirterek, “Bu bir kurtuluş mücadelesidir. Bugün Anadolu sınırları içerisinde olanlarla ilgilenelim, onun dışarısında ne olursa olsun demek Müslümanca bir yaklaşım değildir. 10 asır boyunca beraber olduğumuz, 15 asırdır da İslam toprağı olan Kudüs’te, Filistin’de yapılan mezalime duyarsız kalmak mümkün mü? Onun için sesimizi her zaman duyurmaya devam edeceğiz.” dedi.
“İslam bütün insanlara gönderilmiş bir din”
İslam’da mazlumun yanında yer almak için dinine bakılmadığına işaret eden Başkan Erbaş, “Filistin’de Müslümanlarla birlikte Müslüman olmayanlar da var. Görüyorsunuz kiliseleri bombalanmış, insanları ölmüş. Onları alıyorlar, yine bombalar altında cenaze işlemlerini yapıyorlar. Mesela Hristiyanlara da bizim onlara da sahip çıkmamız lazım. İşte inancımızın evrenselliği buradan geliyor. İslam bütün insanlara gönderilmiş bir din. O yüzden kalbimizle buğzumuzu, dilimizle söylemlerimizi ve dualarımızı her zaman yapmaya devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Filistin ve Mehmetçik için dua etti
Başkan Erbaş, konuşmasının ardından, Filistin ve Mehmetçik için dua ederek, şu ifadelerde bulundu:
“İlahi Ya Rabbi! Şu anda Gazze’de, Filistin’de yurtlarını, yuvalarını, vatanlarını korumak için mücadele kardeşlerimize zaferler nasip eyle, düşmanlarını kahreyle, mağlup eyle. İlahi Ya Rabbi! Şehit olan kardeşlerimize rahmet eyle, gazilere, yaralı olanlara şifalar nasip eyle. Ya Rabbel Alemin! Müslümanlara birlik, beraberlik ihsan eyle, güçlerimizi birleştirmeyi bizlere nasip eyle. Daha güçlü bir şekilde düşmanlarımıza karşı bizlere galibiyet nasip eyle Ya Rabbi! Dünyanın çeşitli yerlerinde zulme uğrayan Müslümanlar var; Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Hindistan’da, Keşmir’de, Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Lübnan’da, dünyanın doğusunda, batısında, güneyinde, kuzeyinde nerede mazlum varsa dua ediyoruz, mazlumları zulümden kurtar Ya Rabbi! Onlara zulmedenleri ‘Kahhar’ isminin tecellisiyle kahruperişan eyle Ya Rabbi! İlahi Ya Rabbi! Devletimizi, milletimizi ilelebet payidar eyle. Peygamber ocağı şanlı ordumuzu sınırlarımızı içerisinde ve ötelerinde her veçhile karada, havada, denizde düşmanların karşısında mücadele ederken mansur ve muzaffer eyle Ya Rabbi! İlahi Ya Rabbi! Gençlerimizi, çocuklarımızı Senin yolundan ayırma, şehitlik ruhuyla onları yetiştirmeyi bizlere nasip eyle. Devlet ve millet olarak daha güçlü olmak için çalışmayı hepimize nasip eyle Ya Rabbi! Maddi ve manevi olarak güçlenmeyi bizlere nasip eyle Ya Rabbi! Dünya mazlumlarının umudu olan devletimizi ve milletimizi ilelebet payidar eyle Ya Rabbi!”
Buse YAŞAR