Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muhammed Recep Akan

BAĞ KURABİLMEK 3 (YETİŞKİNLİK DÖNEMİNDE BAĞ KURMA)

Bu yazıda ise bağlanma kuramının yetişkinlik dönemindeki etkilerini ele alacağız. Keyifli okumalar dilerim.

 

Çocukluk bağlanma biçimleri, erişkinlerin kurdukları ilişkilerde, onların ne hissettiklerini ve nasıl davrandıklarını büyük ölçüde etkileyebilir. Çocuklukta güvenli bağlanma yaşayan çocuklar, birer erişkin olduklarında, genellikle iyi ilişkiler kurarlar. Dürüst, destekleyici ve duygularını paylaşırken rahat olurlar. Bu özellikleri, başka toplumsal durumlarda da başarılı olmalarına yardımcı olur. Bu kişiler, diğer insanların güvenilir olduğunu, kendilerinin sevilebilir olduğunu düşünürler. Yakınlık kurmayı doğal bir eylem olarak görürler ve yakınlık kurduklarında kendilerini rahat hissederler. “Eşimin yaşadığı duygular benim sorumluluğumdadır ve biz

 

birbirimize özen göstermek durumundayız” diye düşünürler. Çatışma durumunda, “Ters düştüğümüz konu üzerinde konuşabilir ve her iki yanın gereksinmelerini karşılayan bir çözüm bulabiliriz” derler.

 

Yapışkan çocuklar, yapışkan erişkinler olurlar. Kaygılı-güvensiz bağlanması olan erişkinler, ilişkilerinde daha çok beklenti içinde olan, sahiplenici, hatta birbirlerine bağımlı kişiler olurlar. İlişkilerinde çok verici mi, yoksa az verici mi oldukları konusunda sürekli bir bilinmezlik içindedirler. “Sevgiye gereksiniyorum ama bunu hak etmiyorum” diye düşünürler. “Eşimi kendimden uzaklaştırmamak için çok özenli olmalıyım” düşüncesi içinde olurlar. “Yakınlık kurmak istiyorum, ancak eşim benim buna çok ‘muhtaç’ biri olduğumu görürse beni istemeyebilir” diye düşünürler. Kendilerini, kurdukları ilişkileriyle tanımlama beklentisi içindedirler, bir ilişki içinde olmanın kendilerini

 

kurtaracağını ya da kendilerini tamamlayacağını düşünürler. Dışlanmanın herhangi bir belirtisine çok duyarlı oldukları düşüncesi içindedirler. Her konuyu çok kişisel alırlar. “Eşim beni yatıştıracak olursa, rahatlarım” diye düşünürler. Çatışma durumunda, eşlerini yitirebileceklerinden korktukları için, doğrudan bir söz söylemektense sessiz kalmayı yeğlerler, ancak yine de kimi zaman büyük bir öfke patlaması gösterebilirler. Bu kişiler, eşleri tarafından, sürekli dokunulma, bir etkileşim içinde olma ve ilgi görme arayışı içinde olurlar. İlişkilerinde büyük iniş ve çıkışlar olur. Eşlerinden ayrı kaldıklarında çok kaygılanırlar. Eşlerini yanlarında tutmak için eleştirme, suçlama gibi yollara başvururlar. İlişkilerinin bitmesi ile ilgili gerçek ya da gözlerinin korktuğu bir durum olursa buna aşırı tepki gösterebilirler. İlişkilerine aşırı bağlanmaları, bir yandan da ilişkilerinin bitmesine yol açabilir.

 

 

Kaçıngan-güvensiz bağlanması olan erişkinler, bir ilişki kurmaktan kaçınıyor olabilirler. Hep küçümseyen bir tutum içinde ya da korku duyuyor olabilirler ve başkalarını kendilerinden uzak tutma eğilimi gösterirler. Kimseye değil, ancak kendilerine güvenebileceklerini düşünürler. Duygusallık için zamanlarının olmadığını ve bunun saçma olduğunu düşünürler. Yakınlık söz konusu olunca, “Bağımsız olmalıyım” düşüncesi içinde olurlar. Çok zorlanacak olurlarsa, çekip gitmek için can atarlar. “Eşimin yaşadığı duygular benim sorumluluğumda değil” diye düşünürler. Bunlar için suçlanamam, derler. Çatışma durumunda, “Barış içinde yaşayıp gitmekten başka bir şey istemiyorum” derler. Her küçük sorunda, ayrıntılarıyla konuşmanın gerekli olmadığını belirtirler. Bu kişiler, derin birtakım duygular yaşamaktan ve yakınlaşmaktan çok korkarlar. Olası eşleriyle aralarına duygusal sınırlar koyarlar.

 

Eşlerinden bilgi saklama eğiliminde olurlar. Eşlerinin duygularını önemsemezler. İlişkiye girme konusunda isteksizdirler ve rastgele cinsellik yaşamak isterler. Ancak geçmiş ilişkilerini gözlerinde büyütürler, onları ülküselleştirirler.

Darmadağın-güvensiz bağlanması olan erişkinler, daha çok ruhsal sorun yaşadıkları gibi, kendilerini yönetmekte de güçlük çekerler. İlişki söz konusu olunca, çok sıcak ya da çok soğuk olurlar. Antisosyal davranışlar sergilerler ve bunun için bir vicdan azabı çekmezler. Bencil, baskı altında tutan kişilerdir ve kişisel sorumluluk almayı pek istemezler. Alkol ya da madde kötüye kullanımları olabilir ve suça eğilim gösterebilirler.

 

Anababalık, çocuğu, sonrası için şekillendiren bir süreçtir. Çocuğun yanında olarak, onun güvenli bir bağlanma biçimi geliştirmesi sağlanarak, erişkinliğinde sağlıklı birtakım

 

davranışlar geliştirmesine yardımcı olunması gerekir.

 

Kendi bağlanma biçiminizi değiştirmek istiyorsanız da, hiçbir özelliğimizin taşa kazınmadığını düşünerek, bunu değiştirme yolunda çaba gösterebilir ve terapiden yarar görebilirsiniz…”

 

Bağlanma serimizi heyecanla takip ettiğiniz için teşekkür ederim.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER