Küresel ısınma ve deniz kirliliği, okyanuslardaki ekosistemi geri dönüşü olmayan bir şekilde tehdit ediyor. Soluduğumuz havanın %70’ini üreten okyanuslar, mercan resifleri sayesinde sayısız canlıya ev sahipliği yapıyor. Ancak son yıllarda mercan resifleri hızla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 1998 yılında 704 mercan türü bulunurken, bugün 240’tan fazla tür tehdit altında. Küresel ısınmanın mevcut hızla devam etmesi durumunda, 2055 yılına kadar mercan resiflerinin tamamen yok olabileceği öngörülüyor.

Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından açıklanan verilere göre, küresel ısınmanın sanayileşme öncesi seviyelere kıyasla iki dereceyi aşması halinde, tropikal resiflerin %99’unun kaybolması kaçınılmaz olacak. Sıcaklık artışı 1,5 derece ile sınırlı kalsa bile, tropikal resiflerin %70 ila %90’ı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Mercan resiflerinin yok olması, sadece pek çok deniz canlısının yuvasını kaybetmesi anlamına gelmiyor; aynı zamanda okyanus ekosisteminin bozulması, besin zincirinin zedelenmesi ve doğal güzelliklerin kaybolması gibi olumsuz sonuçlar doğuruyor.

Yapay Resiflerle Deniz Yaşamını Canlandırma Çabaları

Mercan resiflerinin hızla yok olması, bilim insanlarını ve çevrecileri alternatif çözümler üretmeye yöneltti. Yapay resifler, bu çözümlerden biri olarak deniz yaşamını canlandırma çabalarında önemli bir yer tutuyor. Yapay resifler, biyolojik özelliklerini kaybetmiş ve erozyona uğramış deniz tabanlarında ekosistemi yeniden canlandırmak amacıyla inşa ediliyor. Özellikle balıkların ve diğer deniz canlılarının yaşam alanlarını yeniden oluşturmak için beton, PVC, mermer gibi farklı malzemelerden yapılan bu yapılar, pek çok yerde başarıyla uygulanıyor.

Beton bloklar ve hatta su altı heykelleri, mercanların yok olduğu denizlerde yeni yaşam alanları oluşturmak için kullanılıyor. Bali’de bulunan su altı heykel bahçeleri, deniz canlılarına ev sahipliği yapmanın yanı sıra turistler için de ilgi çekici dalış noktaları haline geldi. Buda heykeli ve diğer yapay yapılar, denizlerde yaşam alanlarını kaybeden mercanlar ve diğer canlılar için umut verici bir gelişme olarak öne çıkıyor.

Beton Bloklardan İnşa Edilen Buda Heykeli: Yapay Resifin Sırrı Ne?

Yapay resifler inşa edilirken kullanılan malzemelerin seçimi büyük önem taşıyor. Yapay resiflerin, mercanların eksikliğini telafi edebilecek şekilde inşa edilmesi için beton, PVC ve mermer gibi malzemeler kullanılıyor. Ancak bu malzemelerin çevreye zarar vermemesi için özel işlemlerden geçirilmesi gerekiyor. ABD’de, 1972 yılında yapılan hatalı bir yapay resif inşası örneğinde, 2 milyon adet eski lastik denize bırakılmış ve bu lastikler deniz yaşamını desteklemek yerine, ekosisteme zarar vermişti. Bu deneyim, yapay resiflerin doğru malzemelerle inşa edilmesi gerektiğini gösteren önemli bir ders olarak tarihe geçti.

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, yapay resiflerin inşasında kullanılacak malzemelerin önemini vurgulayarak, çevre dostu malzemelerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Sarı, “Fitoplanktonlar ve deniz yüzeyini kaplayan deniz çayırları en önemli oksijen kaynaklarıdır. Mercan resifleri ise deniz canlılarının yaşam ortamıdır. Yapay resif çalışmaları yapılırken suları atıklarla ve zararlı maddelerle doldurmamak gerekir. En iyi resifler, doğal oranı koruyarak ve çevre dostu malzemelerle inşa edilir” dedi. Sarı, bu noktada eski otobüs, gemi gibi zararlı maddeler içeren nesnelerin su altında bırakılmasının büyük bir çevre kirliliğine neden olabileceğini de sözlerine ekledi.

Beton Buda Heykeli ile Yapay Bir Su Altı Cenneti

Betondan yapılan Buda heykelleri ve su altı tapınakları, deniz yaşamını canlandırmak ve mercan resiflerinin yokluğunu telafi etmek için inşa edilen yapay resifler arasında en dikkat çekici örneklerden biri. Bali’de kurulan bu yapılar, güzel mercanların büyümesini ve deniz canlılarının buraya yerleşmesini sağlamak amacıyla yapıldı. Beton blokların kullanıldığı bu yapılar, deniz tabanında sağlam bir yüzey oluştururken aynı zamanda deniz canlıları için de korunaklı bir yuva haline geliyor.

Bu yapılar, ilk bakışta sadece birer sanatsal nesne gibi görünse de, su altı ekosisteminin korunması ve sürdürülebilirliği açısından büyük bir önem taşıyor. Buda heykelleri ve diğer su altı yapıları, deniz canlılarına barınma ve beslenme olanakları sunarak deniz yaşamını zenginleştiriyor. Bu tür yapay resifler, mercanların yok olduğu denizlerde ekosistemi yeniden canlandırmak ve biyolojik çeşitliliği artırmak amacıyla geliştirilen başarılı projeler arasında yer alıyor.

Yapay Resifler: Geleceğe Yatırım ve Ekosistem Koruma Çabası

Okyanuslarda mercan resiflerinin hızla yok olma tehlikesi, yapay resiflerin önemini artırıyor. Beton bloklar, mermer yapılar ve Buda heykelleri gibi yapılar, su altı yaşamını desteklemek ve deniz ekosistemini korumak için umut verici çözümler sunuyor. Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın da belirttiği gibi, yapay resifler inşa edilirken çevre dostu malzemeler kullanmak ve doğal dengeyi korumak büyük önem taşıyor.

Su altı yaşamını sürdürmek ve mercanların yok olmasını önlemek için geliştirilen bu yapılar, denizlerdeki biyolojik çeşitliliği koruma çabalarında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu tür projeler, okyanus ekosisteminin korunmasına katkı sağlarken, küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi sorunlara karşı etkili bir çözüm olabilir. Gelecek nesillerin de bu doğal güzellikleri görebilmesi için yapay resifler ve su altı yapıları, ekosistem koruma çalışmalarında kilit bir rol oynuyor.

Havva ERTÜRK

Kaynak:Milliyet