Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 2022 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin sunuşunu gerçekleştirdi. Genel Kurula, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlık etti. Yılmaz, bütçe açığının milli gelire oranı 2022 yılında yüzde 1 düzeyinde gerçekleştiğini gelişmiş ve gelişmekte olan çok sayıda ülkeden olumlu yönde ayrıştığını belirtti. Yılmaz, bu oranın Maastricht Kriterleri’nin oldukça altında olduğunu vurgulayan Yılmaz, “2022 yılında bütçe açığının GSYH’ye oranı Avrupa Birliği üyesi ülkelerde ortalaması yüzde 3,3 olarak gerçekleşmiştir. Ülke bazında bakıldığında, söz konusu oran İtalya’da yüzde 8, İzlanda’da yüzde 4,1, Birleşik Krallık’ta yüzde 4,7, Fransa’da yüzde 4,8, Almanya’da yüzde 2,5 olmuştur” diye konuştu.
Yılmaz, 2023 yılında merkezi yönetim bütçe giderlerinin 6 trilyon 563 milyar lira, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 4 trilyon 930 milyar lira, bütçe açığının 1 trilyon 633 milyar lira, faiz dışı açığın 987 milyar lira olarak gerçekleşeceği tahmin edildiğini belirtti.
Yılmaz, Orta Vadeli Program’da bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 6,4 seviyesinde gerçekleşmesi öngörülmüş olup, yılsonunda gelir ve harcama gerçekleşmelerine bağlı olarak bu oranın yüzde 6’nın altında gerçekleşmesi beklendiğini söyledi.
Yılmaz, 2023 yılında meydana gelen deprem felaketi için öngörülen 762 milyar lira tutarındaki harcamalar hariç tutulduğunda ise, bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3,4 düzeyinde gerçekleşmesi öngörüldüğünü, gelir tahsilatındaki olumlu görünüm ile bu oranın yüzde 3,4’ten daha düşük seviyede gerçekleşmesini beklediklerini belirtti.
“Asrın felaketi sonrasında deprem hasarlarının giderilmesi ve afet risklerinin azaltılması amacıyla 2024 yılında 1 trilyon 28 milyar lira harcama yapılması planlanmaktadır”
Kentsel Dönüşüm Başkanlığı da dahil edildiğinde, 227 adet kamu idaresinin bütçelerinin yer aldığı 2024 yılı merkezi yönetim bütçe kanunu tekliflerine ilişkin temel büyüklere değinen Yılmaz, “2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nde öngörülen bütçe giderleri 11 trilyon 89 milyar lira, bütçe gelirleri 8 trilyon 437,1 milyar lira olarak öngörülmüş olup, bütçe açığının GSYH’ye oranı yüzde 6,4 olarak hedeflenmektedir. Asrın felaketi sonrasında deprem hasarlarının giderilmesi ve afet risklerinin azaltılması amacıyla 2024 yılında 1 trilyon 28 milyar lira harcama yapılması planlanmaktadır. Bu harcamaların GSYH’ye oranı yüzde 2,5 olarak hesaplanmakta olup söz konusu harcamalar hariç tutulduğunda bütçe açığının GSYH’ye oranı yüzde 3,9 seviyesinde öngörülmektedir” ifadelerine yer verdi.
Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin Komisyona sunumu esnasında, Sayıştay Başkanlığı tarafından hazırlanan idare denetim raporlarına ve bu raporlara ilişkin genel değerlendirmelere değinen Yılmaz, “Sayıştay Başkanlığımız 2022 yılında, merkezi yönetim kapsamında toplam 198 kamu idaresinin denetimini gerçekleştirmiş olup genel raporlar ve merkezi yönetim kapsamında olmayan kurumlar da dâhil olmak üzere Meclisimize toplam 226 rapor sunmuştur. 2021 yılı raporlarında bin 614 olan bulgu sayısı, titizlikle yapılan iyileştirme, düzeltme ve alınan diğer tedbirlerle bin 70’e düşürülmüştür. İdare denetim raporlarında bulgu konusu yapılan hususlara bakıldığında; başta muhasebe kayıtlarında yapılan hatalardan kaynaklanan tespitler olmak üzere, kamu idarelerine ait taşınır ve taşınmaz mal kayıtlarında yapılan hatalar ile personel mevzuatına ilişkin iş ve işlemlerde yapılan hataların ön plana çıktığını görüyoruz. Söz konusu hatalardan kaynaklanan bulguların en aza indirilmesi için merkezi yönetim kapsamında eğitim, sistem güncellemeleri ve mevzuat düzenlemeleri başta olmak üzere gerekli tedbirleri alıyoruz. Yine 2021 yılında Sayıştay tarafından tespit konusu edilen, merkezi yönetim kapsamındaki idarelerden faaliyet raporu yayımlamayan kamu idaresi sayısı 4 iken, 2022 yılında merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerimizin tamamının faaliyet raporu yayınlaması sağlanmış ve raporlar kamuoyuyla paylaşılmıştır. Hükümetlerimiz döneminde, son 21 yılık süreçte, mali disiplin anlayışımıza kararlılıkla devam ederken, bütçelerimizi de hizmet bütçeleri olarak hazırlayıp uyguladık. Bu dönemde de aynı anlayışla hazırladığımız bütçe teklifini yüce Meclisimizin takdirine sunuyoruz” diye konuştu.
“Depremin ilk anından itibaren acil müdahale kapsamında devletimizin bütün imkânları seferber edilmiş, deprem bölgesindeki ihtiyaçların karşılanması için yoğun çaba sarf edilmiştir”
Orta Vadeli Program’daki politikalar çerçevesinde bütçenin temel özellikleri açıklayan Yılmaz, “Şubat ayında meydana gelen depremler, 14 milyon insanımızın yaşadığı, 11 ilimizi, 124 ilçemizi, 6 bin 929 köy ve mahallemizi doğrudan etkileyen, tarım ve sanayi üretimimizin, tarihi ve kültürel mirasımızın beşiği olan bir bölgede büyük bir yıkıma neden olmuştur. Yıkımın ekonomimize maliyetine dair ilk tahmin, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığımızın hazırladığı rapora göre, 104 milyar dolar düzeyindedir. Depremin ilk anından itibaren acil müdahale kapsamında devletimizin bütün imkânları seferber edilmiş, deprem bölgesindeki ihtiyaçların karşılanması için yoğun çaba sarf edilmiştir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, AFAD, TOKİ, belediyelerimiz, valilerimiz ve ilgili kurumlarımız depremin açmış olduğu yaraların hızla sarılması amacıyla koordineli bir şekilde çalışmıştır. Depremzedelerimize yönelik taşınma, kira ve nakdi yardım destekleri hızlı bir şekilde temin edilmiştir” ifadelerine yer verdi.
Deprem bölgesinde yaklaşık 6,6 milyon bağımsız bölüm içeren 2,4 milyon civarı yapının hasar tespiti yapılmış olup deprem sonrası kalıcı konutların ilk temeli 28 Şubat 2023 tarihinde, oldukça kısa bir zaman zarfında atıldığını hatırlatan Yılmaz, “İlk konutların teslimi de depremden yalnızca bir buçuk ay sonra, 23 Mart 2023 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle gerçekleştirilmiştir. Depremden etkilenen illerimizde 30 Mayıs 2023 tarihinde başlayan Hak Sahipliği sürecinde 767 bin 430 talep değerlendirilmiş olup, taleplerin tümü ilgili komisyonlar tarafından incelenmiştir. Bu taleplerin 441 bin 862’si kabul edilmiş olup, diğer hak sahipliği başvuruları, yargısal süreçlerin tamamlanmasının ardından netleşecektir. Afetten zarar gören şehirlerimizde yaptığımız istişareler sonucunda zemin etütleri yapılmış güvenli yerlerde Yerinde Dönüşüm projesini de başlattık. Hibe ve kredi desteği vererek vatandaşlarımızın evlerini yerinde yenilemelerini sağlıyoruz. Bunu yaparken öncelikle depremden zarar gören şehir merkezlerimizin tekrar canlandırılmasını hedeflemekteyiz. Yerinde Dönüşüm projesi kapsamındaki krediler, iki yıl ödemesiz olmak üzere on yıl vadeli ve faizsiz olarak belirlenmiş olup, hibe ve kredilerin %10’u peşin, geri kalanı ise inşaat ilerleme seviyesi esas alınarak ödenecektir” değerlendirmesinde bulundu.
“Milli Eğitim Bakanlığı yatırım bütçesi yüzde 117 artışla 46,1 milyar liradan 100,2 milyar liraya yükseltilmektedir”
Yılmaz, Yerinde Dönüşüm projesi kapsamında yapılan başvuruların güncel sayısının e-Devlet üzerinden başvuru sayısının 250 bine yaklaşmış durumda olduğunu güvenli yerleşim alanlarında Yapı İşleri Genel Müdürlüğü, TOKİ ve Emlak Konut eliyle 200 bin konutun inşası hızla devam etmekte olup yapımı biten konutların da en kısa sürede vatandaşlarımıza teslim edilmesi planlandığını açıkladı.
Eğitim bütçesinin 2002 yılında 7,6 milyar lira olarak devir alındığını daha sonra, eğitime verilen önemi yansıtacak şekilde Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi 2024 yılında 1 trilyon 90,2 milyar liraya yükseltildiğinin altını çizen Yılmaz, “Tüm çocuklarımızın kaliteli eğitime erişimini sağlamak amacıyla okullarımızın fiziki imkânlarının iyileştirilmesi, yeni derslik yapımları, eğitim yapılarının depreme karşı güçlendirilmesi, okulların bilişim altyapılarının iyileştirilmesi gibi faaliyetlerin finansmanı için Milli Eğitim Bakanlığı yatırım bütçesi yüzde 117 artışla 46,1 milyar liradan 100,2 milyar liraya yükseltilmektedir.
Öğretmenlerimizin kariyer olanaklarını artırmak üzere Öğretmenlik Meslek Kanunu yürürlüğe koyulmuş; böylece, 2023 yılı Temmuz ayı itibarıyla öğretmenlerimize maaşlarında, uzman öğretmen olduklarında yaklaşık 2.900 lira, başöğretmen olduklarında ise yaklaşık 5 bin 800 lira ilave artış sağlanmıştır. Aynı zamanda nicelik olarak öğretmenlerimizin sayısı artırılmış, 2002 yılında 510 bin olan toplam öğretmen sayımız, 2023 yılı Kasım ayına gelindiğinde 1 milyon 33 bine çıkarılmıştır. Mevcut durumda uzman öğretmen sayımız yaklaşık 508 bine, başöğretmen sayımız yaklaşık 64 bine ulaşmıştır” dedi.
“Ülkemizdeki yurt kapasitesinin yakın gelecekte 1 milyonu aşacağını öngörmekteyiz”
Yükseköğretime erişimin artırılmasında da önemli mesafe kaydedildiğini ifade eden Yılmaz, “2002 yılında ülkemizde 76 üniversite mevcut iken hükümetlerimiz döneminde bu sayı 129 devlet, 79 vakıf ve Milli Savunma Üniversitesi ile birlikte 209’a yükselmiştir. Devlet üniversitesi sayısı da yine bu dönemde 53’ten 129’a çıkarılmıştır. 2023-2024 eğitim öğretim dönemi itibarıyla yükseköğretim görmekte olan öğrenci sayımız yaklaşık 8 milyona ulaşmıştır. Ülkemizde yükseköğrenim öğrencilerinin faydalandığı yurt yatak kapasitesi 2002 yılı sonunda 182 bin iken 2023 yılında 955 bine ulaştırılmış, bu alanda yaklaşık yüzde 424’lük bir artış sağlanmıştır. Avrupa’daki bazı ülkelerin yurt kapasitelerine baktığımızda; yaklaşık sayıların İspanya’da 91 bin, Hollanda’da 113 bin, Almanya’da 290 bin, Fransa’da 365 bin, İngiltere’de ise 550 bin düzeyinde olduğu görülmektedir Ülkemizdeki yurt kapasitesinin ise yakın bir gelecekte 1 milyonu aşacağını öngörmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Üniversitelerin Ar-Ge ve yenilik kapasitelerini güçlendirerek araştırma altyapısı yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini ifade Yılmaz, “Araştırma üniversitelerini destekleyerek 20 devlet üniversitesine ilave bütçe tahsis ediyoruz. Son 21 yılda attığımız uzun vadeli kararlı adımlar ile birlikte büyük bir teknoloji ekosistemini inşa etmekteyiz. Bu çerçevede, 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla 101 adet teknoparkın kuruluşunu gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Tüm bunlarla birlikte, eğitim bütçemiz, yükseköğretim de dâhil edildiğinde, 2024 yılında 1 trilyon 615,2 milyar liraya yükselmektedir. Böylece, merkezi yönetim bütçesinden eğitim için ayrılan pay 2002 yılında yüzde 9,4 iken 2024 yılında yüzde 14,6’ya çıkarılarak bugüne kadar en yüksek seviyeye ulaşmaktadır” diye konuştu.
“Kamu sağlık harcamalarına ayrılan kaynak 1 trilyon 650,1 milyar liraya ulaşmaktadır”
Sağlık alanında yapılan yatırımlar ve hayata geçirilen hizmetler sayesinde vatandaşların kaliteli sağlık hizmetine kolayca ulaşmaları ve ülkemizin sağlık alanında küresel bir cazibe merkezi olması sağlandığını belirten Yılmaz, “2022 yılında başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık personelimizin sabit ek ödemeleri merkezi yönetim bütçesi kapsamına alınmış ve taban ödeme adıyla ilave bir ödeme unsuru getirilmiştir. Aynı zamanda hekimlerimizin mali haklarının yanında emekli aylıkları önemli oranda artırılmıştır. Sağlık hizmetlerinde insan gücümüz 2002 yılında 257 bini Sağlık Bakanlığı bünyesinde olmak üzere toplam 379 bin kişi iken, 2023 yılı Kasım ayında 852 bini Sağlık Bakanlığında olmak üzere toplam 1 milyon 420 bine çıkmıştır. 2002 yılından 2023 yılı Kasım ayına kadar geçen dönemde, toplam hekim sayımız 92 binden 205 bine, toplam diş hekimi sayımız 16 binden 44 bine, hemşire ve ebe sayımız 114 binden 310 bine yükselmiştir. Koruyucu sağlık hizmetlerine her geçen yıl daha fazla kaynak ayırıyoruz. 27 binden fazla birimde aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı ile ülke genelinde 8 bini aşkın noktada vatandaşlarımızın sağlığını korumak ve geliştirmek için hizmet veriyoruz.
Ülkemizin küresel sağlık turizminden aldığı payı da her geçen yıl artırıyoruz. Bu alanda yaptığımız çalışmalarla Türkiye, 2022 yılında yaklaşık 1 milyon 260 bin ziyaret ve 2 milyar 120 milyon dolar gelir ile sağlık turizmi için önemli ve örnek gösterilen bir ülke konumuna gelmiştir. 2024 yılında merkezi yönetim bütçemizden sağlık hizmetleri için ayırdığımız kaynak 779,6 milyar liraya çıkmaktadır. Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları döner sermayeleri ile SGK sağlık harcamaları dikkate alındığında, kamu sağlık harcamalarına ayrılan kaynak 1 trilyon 650,1 milyar liraya ulaşmaktadır” şeklinde konuştu.
2024 yılı bütçesinde sosyal yardım için ayırılan kaynak miktarını artırdıklarını sosyal yardım programlarını aracılığıyla toplumun tüm kesimlerini gözetmeye devam ettiklerini açıklayan Yılmaz, “2002 yılında 1,4 milyar lira olan sosyal yardım bütçesini, 2024 yılında 497 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu tutar bütçemizin yüzde 4,5’ine denk gelmektedir. Bu kapsamda 2024 yılında; ödeme gücü olmayanların sağlık primi giderlerini karşılamak amacıyla 100,5 milyar lira, 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve yakınlarına bağlanan aylıklar kapsamında 64,1 milyar lira, engelli vatandaşlarımızın evde bakımına destek amacıyla 56,2 milyar lira, aile destek programı için 32 milyar lira, sosyal konut finansmanının desteklenmesi amacıyla 16 milyar lira, ekonomik yoksunluk içinde olan çocuklarımızın aileleri yanında yetişmelerine imkân sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 12,5 milyar lira, elektrik tüketim desteği kapsamında 8,6 milyar lira, engelli eğitim taşıma giderleri için 6,4 milyar lira, koruyucu aile uygulaması kapsamında 1,4 milyar lira kaynak ayrılmıştır” açıklamalarında bulundu.
“2022 yılı Ocak ayı itibarıyla asgari ücreti vergi dışı tuttuk; bu imkândan tüm çalışanlarımız yararlanmakta olup, bu kapsamda 2024 yılında 595 milyar lira vergi istisnası öngörüyoruz”
Vatandaşların refahını artırmaya yönelik bütçeden sağlanan sosyal amaçlı diğer kaynaklara da değinen Yılmaz, “Vatandaşlarımızın daha ucuz elektrik ve doğalgaz kullanabilmeleri için 2024 yılı bütçesinde 508,6 milyar lira kaynak öngörüyoruz. 2023 yılında doğalgazda sübvansiyon oranı vatandaşlarımız ve KOBİ’ler için yüzde 73’e, elektrikte sübvansiyon oranı ise mesken aboneleri için birinci kademede yüzde 63’e ulaşmış bulunmaktadır.
2022 ve 2023 yıllarının ilgili dönemlerinde Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında Eurostat verilerine göre hanehalkına en ucuz doğalgaz sağlayan birinci, en ucuz elektrik sağlayan ikinci ülke olmuştur.
Sakarya Gaz Sahası’nın devreye alınmasıyla birlikte Mayıs ayının sonuna kadar vatandaşlarımıza ücretsiz doğal gaz sağlanmıştır. 2024 yılının Nisan ayı sonuna kadar vatandaşlarımızın 25 metreküpe kadar olan kullanımlarını ücretsiz hale getirdik. Bu kapsamda 19 milyar lira ödenek ayırıyoruz. Bilindiği üzere, 2022 yılı Ocak ayı itibarıyla asgari ücreti vergi dışı tuttuk. Bu imkândan tüm çalışanlarımız yararlanmakta olup, bu kapsamda 2024 yılında 595 milyar lira vergi istisnası öngörüyoruz” ifadelerini kullandı.
2003 yılından bugüne mazot, gübre, fındık, çay primi, buğday ve diğer hububat primi, yem bitkileri, su ürünleri, arıcılık ve bal, buzağı, küçükbaş hayvan, organik tarım, kırsal kalkınma, tarım sigortası, lisanslı depolarda ürün depolama, tarımsal sulama elektrik desteği gibi birçok destek unsuru hayata geçirildiğini vurgulayan Yılmaz, “2024 yılında bütçemizden tarıma ayrılan toplam kaynağı 384 milyar liraya yükseltiyoruz. Bu kaynağın 91,6 milyar lirasını tarımsal destek programları, 100,6 milyar lirasını tarım yatırımları, 191,8 milyar lirasını tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT’lerin finansmanı ve ihracat destekleri için ayırıyoruz.
Bunların dışında tarımsal faaliyetlerin teşvik edilmesi ve çiftçilerin desteklenmesi amacıyla birçok vergisel düzenleme yaptık. Yem ve gübrede yüzde 18 olan KDV ile tarımsal destekleme ödemelerinde gelir vergisini kaldırıp tarımsal sulamada kullanılan elektrikten alınan KDV’yi de yüzde 10’a düşürdük. Tarımsal faaliyetlerin desteklenmesi kapsamında vazgeçilen vergiler ile yem, gübre ve diğer girdi maliyetlerinin düşürülmesini amaçlamaktayız. Bu kapsamda 2024 yılında 79,9 milyar lirası yem ve gübrenin katma değer vergisi istisnası olmak üzere toplam vergi harcaması tutarının 136,1 milyar lira olarak gerçekleşmesini öngörmekteyiz.
2002 yılında 25,1 milyar dolar olan tarımsal hasılamızı, 2022 yılında 58,6 milyar dolara yükselttik. Aynı dönemde ihracatımızı 3,8 milyar dolardan, 2022’de 8 katına çıkararak 30 milyar dolara ulaştırdık.
Tarımsal üretimde verimliliğin artırılması açısından en önemli unsurlardan olan sulama altyapısının iyileştirilmesi ve sulanabilir alanların artırılmasına yönelik çalışmalar kapsamında 2024 yılında brüt 130 bin hektar alanı sulamaya açmayı, 41 bin hektar alanda ise mevcut sulama sistemlerini modernize etmeyi hedefliyoruz. Sulama yatırımları ile eşgüdüm içinde yürütülen ve tarımsal altyapının iyileştirilmesi açısından önem verdiğimiz arazi toplulaştırmasına tahsis edilen ödenek tutarını 2021 yılındaki 825 milyon lira seviyesinden, 2023 yılında yaklaşık 2,1 milyar lira seviyesine çıkardık” şeklinde konuştu.
Yılmaz, 2023 yılında kiralamalar dahil 100 helikopter, 24 yangın söndürme uçağı ve 10 İHA ile orman yangınlarına müdahale edildiğini açıkladı. Yılmaz, mevcutta 4 olan yangın söndürme uçağı sayısını önümüzdeki dönemlerde 20’ye çıkaracaklarını TUSAŞ ile yerli yangın söndürme helikopteri projesini yürüttüklerini bu kapsamda yangına birinci derecede hassas bölgelerde ilk müdahale süresini ortalama 11 dakikaya indirmiş olacaklarını belirtti.
“Savunma ve güvenliğe ayırdığımız kaynakların katkısıyla savunma sanayi yerlilik oranı yüzde 80’e ulaşmıştır”
2002 yılında yalnızca 62 savunma projesi yürütülürken proje sayılarını 850’ye yükseldiğini ifade eden Yılmaz, “Savunma ve güvenliğe ayırdığımız kaynakların katkısıyla savunma sanayi yerlilik oranı yüzde 80’e ulaşmıştır.
Geçmişte yalnızca 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatı, 2022 yılında 4,4 milyar dolara ulaşmıştır. 2023 yılsonu itibarıyla yaklaşık 6 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke sayısı 170’e, İHA ve SİHA’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi yaklaşık 230’a çıkmıştır. Türk savunma sanayii ürünlerimiz küresel düzeyde giderek ön planda yer almaya başlamıştır. Savunma ve güvenlik birimlerimiz için, Savunma Sanayii Destekleme Fonu için ayrılan kaynağı da dâhil ettiğimizde, 2024 yılında 1 trilyon 133 milyar lira ödenek öngörmekteyiz. Bu tutarın merkezi yönetim bütçesi içerisindeki payı yüzde 10,2’ye karşılık gelmektedir” dedi.
“Asgari ücret Ocak ayında yüzde 54,7 ve Temmuz ayında yüzde 34 olmak üzere 2023 yılında kümülatif olarak yüzde 107,3 oranında artırılmıştır”
Hükümetleri döneminde çalışan ve emeklilerinin aylıklarında ve ücretlerinde enflasyonun oldukça üzerinde reel artışlar ve iyileştirmeler yapıldığını vurgulayan Yılmaz, konuşmasını şu şekilde devam ettirdi:
“Asgari ücret Ocak ayında yüzde 54,7 ve Temmuz ayında yüzde 34 olmak üzere 2023 yılında kümülatif olarak yüzde 107,3 oranında artırılmıştır. Bu artışla beraber, 2002 yılında 184 lira olan net asgari ücret, 2023 yılı Temmuz ayı itibarıyla 11 bin 402 liraya yükseltilmiştir. Reel artış yüzde 303 olmuştur. Diğer taraftan, asgari ücretin gelir vergisi ve damga vergisinden istisna tutulmasına yönelik düzenlemeyi ilk kez 2022 yılında hayata geçirdik. Çalışanlarımız için, 2023 yılı Ocak ve Temmuz aylarında dönemsel zamma ilave olarak oransal ve seyyanen artış yaparak en düşük devlet memuru aylığını 22 bin 17 liraya yükselttik. Böylece 2023 yılında en düşük memur maaşında yüzde 141,8, ortalama memur maaşında yüzde 128,8 oranında artış yaptık.
2002 yılı Aralık ayı-2023 yılı Ekim dönemine bakıldığında ise en düşük memur maaşındaki reel artış oranının yüzde 192’ye, ortalama memur maaşındaki reel artış oranının ise yüzde 125’e ulaştığı görülmektedir.
Emeklilerimize yönelik olarak, Aralık 2022’de 3 bin 500 lira olan en düşük emekli aylığını, Ocak 2023’te 5 bin 500 liraya, Nisan 2023’te 7 bin 500 liraya yükselterek yüzde 114 oranında bir artış gerçekleştirdik.
Emeklilerimizin bayram ikramiyesi bin 100 liradan 2 bin liraya yükseltilirken, emeklilerimize 5 bin lira tutarında bir defaya mahsus ödeme yapılması sağlanmıştır. 2023 yılı Ocak ayından geçerli olmak üzere, kamu görevlilerimizin de ek göstergeleri artırılmış; öğretmen, hemşire, polis, din görevlisi, şube müdürü gibi birçok kamu görevlimiz 3.600 ek göstergeden yararlandırılmıştır.”
“2024 yılı bütçemizde de milletimizin bir kuruşunu dahi zayi etmeden, milletimizin her ferdinin refahını artırmak için kullanmaya devam edeceğiz”
2024 yılı bütçesinde de milletin bir kuruşunu dahi zayi etmeden, milletin her ferdinin refahını artırmak için kaynakları kullanacaklarını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
“Türkiye Yüzyılı’nın ilk bütçesini, etkili ve verimli bir biçimde uygulamaya koyarak ülkemizin kalkınmasına ve milletimizin yaşam standartlarının yükseltilmesine katkı sunacağız. Tarihimizin en büyük afetinin yaralarını sararak şehirlerimizi daha dirençli hale getirirken, makro finansal istikrarımızı güçlendirecek ve kalıcı refah artışını sağlayacağız. Yeşil ve dijital dönüşüm başta olmak üzere teknolojik atılımlarımızı yeni seviyelere taşıyacağız. Uygulanan para ve maliye politikaları ile hayata geçireceğimiz reformlarla ülkemiz ekonomik gelişmesini sürdürecek, uluslararası alanda sahip olduğu etkili pozisyonu ile kendi hak ve menfaatlerini ve mazlum milletlerin haklarını koruyacak, onların destekçisi olmaya devam edecektir.
Son 21 yılda gerçekleştirdiğimiz icraatlar ile sağlam bir altyapıyla girdiğimiz Türkiye Yüzyılı’nda, 12’nci Kalkınma Planı ve uzun vadeli stratejimiz olan 2053 vizyonumuzla uyumlu bir şekilde, ülkemizin uluslararası konumunu güçlendirerek, güçlü ve müreffeh bir Türkiye olma gayesiyle çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz. 100. yılını şanla ve şerefle kutladığımız Cumhuriyet’imizin asırlık birikimini temel alarak yeni ufuklara yelken açacağız. ” İHA