Sosyal anksiyete bozukluğu (SAB), sosyal ortamlarda veya performans gerektiren durumlarda yoğun kaygı ve korku yaşayan bireylerin karşılaştığı bir ruh sağlığı sorunu olarak öne çıkıyor. Türkiye’de ve dünyada sosyal anksiyete vakalarının giderek arttığı gözlemlenirken, özellikle COVID-19 pandemisi sonrası bu artışın hızlandığı belirtiliyor.
Türkiye’de Sosyal Anksiyete Yaygınlaşıyor
Türkiye’de sosyal anksiyetenin özellikle gençler arasında yaygın olduğu biliniyor. Yapılan araştırmalara göre, çocukluk ve gençlik döneminde sosyal anksiyete yaşayanların oranı dikkat çekici seviyelerde. Uzmanlar, pandeminin sosyal izolasyon ve kısıtlamaları nedeniyle bireylerin sosyal becerilerinin zayıfladığını ve kaygı düzeylerinin arttığını ifade ediyor.
Sosyal Anksiyetenin Nedenleri
Sosyal anksiyete bozukluğunun gelişiminde genetik, biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörler önemli bir rol oynuyor. Ailede sosyal anksiyete öyküsü olan bireyler, bu duruma daha yatkın hale geliyor. Çocuklukta yaşanan zorbalık, travmatik deneyimler veya utanç verici durumlar da sosyal anksiyeteyi tetikleyebiliyor. Ayrıca, pandemi döneminde artan belirsizlik ve sosyal mesafe kuralları da bu bozukluğun yaygınlaşmasına zemin hazırladı.
Uzmanlardan Tedavi ve Önlem Tavsiyeleri
Sosyal anksiyete bozukluğu tedavi edilebilir bir durum olarak kabul ediliyor. Uzmanlar, bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve antidepresan ilaçların tedavide etkili yöntemler olduğunu belirtiyor. BDT, bireylerin olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirerek, kaygıyla başa çıkmalarına yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri ve sosyal becerilerin geliştirilmesi gibi yöntemler de kaygıyı azaltmada etkili.
Bireyler Neler Yapabilir?
Uzmanlar, sosyal anksiyeteyle başa çıkmak isteyen bireylerin şu adımları atabileceğini söylüyor:
- Kaygı belirtilerini tanıyıp farkındalık geliştirmek.
- Düzenli nefes ve gevşeme egzersizleri yapmak.
- Sosyal ortamlarda küçük adımlarla pratik yapmak.
- Bir uzmandan profesyonel destek almak.
Sosyal anksiyetenin bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan uzmanlar, erken müdahalenin önemine dikkat çekiyor. Doğru tedavi ve destekle bu bozukluğun üstesinden gelmek mümkün.
Şefiye YILDIRIM