Hemofili, kanın pıhtılaşmasını sağlayan proteinlerin eksikliğiyle ortaya çıkan genetik bir rahatsızlıktır. Genellikle erkek çocuklarda görülür ve hastaların yaşam boyu dikkatli olmalarını gerektirir. Basit bir diş çekimi, bir diz çökme, hatta iç kanama gibi durumlar bile hemofili hastaları için ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle hemofili, sadece bir kan hastalığı değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı haline gelir.
Bu hastalıkla yaşayan bireyler, kanamalarını kontrol altına alabilmek için düzenli olarak faktör tedavisi almak zorundadır. Özellikle çocukluk döneminde bu durum, hem hastayı hem de ailesini oldukça zorlayabilir. Çünkü çocuk olmak demek; koşmak, düşmek, oyun oynamak demek… Ama hemofiliyle büyüyen bir çocuk için tüm bunlar kontrol altında tutulması gereken riskler anlamına gelir.
İşte tam da bu yüzden, hemofiliye karşı farkındalık oluşturmak çok önemlidir. Çünkü erken teşhis, doğru tedavi ve toplumsal anlayışla bu hastalıkla sağlıklı bir yaşam mümkündür. Eğitim kurumlarının, sağlık kuruluşlarının ve elbette medyanın bu konuda bilinçlendirici rol üstlenmesi şart.
Peki biz ne yapabiliriz? Belki bir kan bağışıyla, belki bir sosyal medya paylaşımıyla, belki de bir hemofili hastasına empati göstererek başlayabiliriz. Unutmayalım, bazen sessiz bir destek, en yüksek sesli farkındalık çağrısından daha güçlü olabilir.
Her bireyin yaşam hakkı eşit, onurlu ve güvende olmalı. Hemofiliyle yaşayan herkesin yanında olabilmek, sadece sağlık sisteminin değil, hepimizin sorumluluğudur.
Bugün bir çocuğun düşüp kanadığı değil, kalkıp gülümsediği bir gün olsun…
YORUMLAR