Geleneksel yazılım geliştirme sürecinde, Android gibi karmaşık sistemler dal (branch) bazlı geliştiriliyordu. Her yeni sürüm için ayrı bir kod dalı oluşturuluyor, bu dal üzerinde güncellemeler yapılıyor ve en sonunda ana kod tabanına geri entegre ediliyordu. Ancak bu yöntem, zamanla “birleştirme çatışmaları” gibi sorunlara ve ciddi zaman kayıplarına neden oluyordu.
Google, bu sorunları ortadan kaldırmak amacıyla “Trunk Stable” adını verdiği yeni bir geliştirme modeline geçti. Bu sistemde, yazılım geliştirme tek ve sürekli kararlı tutulması gereken bir ana hat (trunk) üzerinden yürütülüyor. Henüz tamamlanmamış özellikler ise “feature flag” (özellik işaretleri) ile ana sisteme entegre ediliyor ancak tamamlanana kadar aktif edilmiyor.

Android 16, Bu Yeni Modelin Meyvesi
Google, bu geliştirme modeli sayesinde Android 16’yı her zamankinden çok daha erken, Haziran 2025’te kullanıma sundu. Bu da, üreticilere kendi kullanıcı arayüzlerini Android’in en güncel sürümüne entegre etme konusunda büyük bir zaman avantajı sağladı.
Samsung da bu fırsatı kaçırmadı. Galaxy Unpacked 2025 etkinliği sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Samsung Mobil Deneyim Birimi’nden Sally Hyesoon Jeong, şirketin One UI geliştirme sürecini artık tek bir ana geliştirme dalı üzerinden yürüttüğünü açıkladı.

Samsung ve Google El Ele: One UI 8 İçin Ortak Geliştirme
Samsung’un bu geçişi tek başına gerçekleştirmediği de verilen bilgiler arasında. Şirketin, Google ile yakın iş birliği içerisinde çalışarak kendi Trunk Stable modelini tasarladığı belirtildi. Jeong’a göre bu model sayesinde One UI 8, Android 16’nın yayınlanmasından yalnızca bir ay sonra yeni cihazlara entegre edilerek kullanıcılarla buluşturuldu.
Samsung’un hedefi, ilerleyen süreçte Google’ın yayın takvimiyle eşzamanlı olarak güncellemeleri sunmak ve kullanıcı deneyimini daha hızlı, daha güvenli hale getirmek.

Peki, Bu Kullanıcılara Ne Kazandıracak?
Yeni geliştirme modeli sayesinde, Samsung kullanıcıları artık çok daha hızlı güncelleme alacak. Android sürüm güncellemeleri aylarca beklenmeden cihazlara ulaştırılabilecek. Bu da hem güvenlik açıklarının daha erken kapatılması hem de yeni özelliklerin çok daha hızlı şekilde deneyimlenmesi anlamına geliyor.
Samsung’un bu hamlesi, sadece teknoloji severler için değil, yazılım geliştirme dünyasında da önemli bir dönüm noktası olabilir.
Havva ERTÜRK

