Keskin, “Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 2 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahura kalkılmaması ya da sadece su içilmesinin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Bu beslenme tarzı yaklaşık 12-13 saatlik açlığı ortalama 16-17 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekeri seviyesinin daha erken saatlerde düşmesine ve dolayısıyla günün daha verimsiz geçmesine neden olabilir. Sahurda hafif bir kahvaltı veya çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salata gibi seçenekler tercih edilebilir” dedi.
İftar ve sahurda hızlı yemek tüketiminden kaçınılması gerektiğini belirten Keskin, “İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. İftarda kan şekeri düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğabilir. Ancak bu durum sağlık açısından risk oluşturabilir ve ilerleyen günlerde kilo alımına neden olabilir. Yemekler yavaş ve dikkatli bir şekilde tüketilmeli, doygunluk hissi algılanana kadar beklenmelidir” ifadelerini kullandı.
Keskin, sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısının arttığını ve sıvı alımının önemli olduğunu belirterek, “Yeterince sıvı alınmaması durumunda su ve mineral kaybı yaşanabilir. Bu da bayılma, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Günde en az 2-2,5 litre su tüketmeye özen gösterilmeli ve Ramazan ayında sıvı ihtiyacını karşılayacak içecekler tercih edilmelidir” dedi.
Keskin, “Sahur öğünü asla atlanmamalıdır. Sahurda hafif bir kahvaltı yapılabilir veya çorba, zeytinyağlı yemekler, yoğurt ve salata gibi seçenekler tercih edilebilir. İftar sonrası kısa yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olabilir. Ayrıca, yemeklerde lif oranı yüksek yiyeceklerin tercih edilmesi ve ara öğünlerde taze ve kuru meyveler, kuruyemişlerin tüketilmesi de sağlıklı bir beslenme için önemlidir” şeklinde konuştu. Haber Merkezi